24. Ân'lar

2.4K 205 44
                                    

Düşünmeden adımlarımı sesin geldiği yere, yan odaya yönlendirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Düşünmeden adımlarımı sesin geldiği yere, yan odaya yönlendirdim. Düşünmek için kendime fırsat vermeden kapıyı açtım. İçeri baktığımda hiç beklemediğim bir şey gördüm.

Gerçekten içerde bi bebek vardı. Ve bebek bana şaşkınlıkla bakan Ediz'in kucağında duruyor, bana dudaklarını bükerek bakıyordu.

Tepeden tırnağa titredim. Gerçekle düşüncelerim öyle bir çarpıştı ki, arasında kaldım.

Adım attım. Bilinçsiz bir şekilde onlara doğru ilerledim. Bebek, tekrar ağlamaya başlamıştı. Bebekler ağlıyordu. Benimki hiç ağlamamıştı. Çok mutsuz gözüküyordu, bebekler öylesine ağlar mıydı? Bir derdi olmalıydı.

"Neden ağlıyor?" diye sordum, Edize bakarak. Ediz, yerinde hafif sallanarak ve pışpış yaparak bebeği yatıştırmaya çalışıyordu.

"Arin... aslında bende seni uyandıracaktım." havaya bakıp bir kez ofladı. "Evde süt kalmamış. Biliyorsun annem gitti, bakıcısı da akşamları yok. Biraz bakarsan hemen alıp gelirim." umutsuzluk içindeydi, içindeydik. O an benim neler yaşadığımı bilmediğini fark ettim. Bu iyi miydi bilmiyorum... kendim anlatmaktansa birilerinin ona anlatmış olmasını tercih edebilirdim sanırım.

"Bakarım" dedim ona doğru uzanırken. Bebeği bana vermede tereddüt yaşadı. Bakışlarımda ne görüyorsa çekiniyordu. Bebeğe temas ettiğim an, elime tatlı bir sıcaklık yayıldı, bu bile hafifçe tebessüm etmeme yol açtı. Parmak uçlarım bebekten daha sıcak olan bedene değiyordu. Ordan bana gelen bir elektrik hissediyordum.

Sonunda bebeği kucağıma aldığımda, ağlaması biraz kesilir gibi oldu. Canım, süt kokusunu mu aldı bilinmez, öylece göğsümün üzerine uzandı. Ediz'in iç çekiş sesini duydum. Gözlerim bebekten ayrılmak bilmedi, ay parçası kadar güzeldi.

"Ben..." dedi Ediz, gözlerimi zorla ona çevirdiğimde kucağımdaki bebeğe bakıyordu. Bakışlarında merhamet ve hayranlık vardı. Acaba karısı doğumda falan mı ölmüştü? Çünkü bebek 2-3 aylık anca vardı. Minikti. Minicik değildi ama küçüktü işte...

"Gideyim." diyerek cümlesini tamamladı. Yanımdan yavaş adımlarla geçti. Büyük ihtimal an'a inanamıyordu. Tıpkı benim inanamadığım gibi. Hala rüya görüyormuşum gibi hissediyordum.

Kapının gıcırtısını duyduğumda ellerimin arasındaki minik bebek elini kalbimin üzerine koydu. Öyle bir his belirdi ki o an içimde söylemek istediklerimi tutamadım.

"Ediz?" dedim sessiz bir şekilde. Adımları durdu, sırtıma baktığını hissediyordum. Yavaşça ona döndüm. Nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum ama söylemek şu an istediğim tek şeydi. Ona doğru döndüm, abajurla küçük bir ışığın hakim olduğu odada onun kemikli yüzüne baktım. "İzin verirsen" derin bir nefes çektim içime, tepkisini kestiremediğimden aşırı gergindim. "İzin verirsen bebeğinin süt annesi olabilirim." gözlerimi kapattım. Şu an kucağımda varlığını hissettiğim şeye tutundum, tekrar gözlerimi araladım. Ediz, kapının eşiğinde durmuş ifadesini çözemediğim gözlerle bana bakıyordu.

Masumiyet +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin