8. Nava dile min

2.6K 137 6
                                    

Yol gitgide kısalırken, içimde yeni büyümeye başlayan bir korku olduğunu fark ettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yol gitgide kısalırken, içimde yeni büyümeye başlayan bir korku olduğunu fark ettim.

Babam, annem, attem yaklaştığımız yüksek duvarların arkasındaydı. Hiçbiri beni bu halde görmemişti ve hiçbirinin de beni halde göreceğini düşündüğünü sanmıyordum.

Sanki şuana kadar dondurulmuş, büyüdüğüm konağı gördüğümde buzlarım çözülmüştü. Ben sanki şimdi bir rüyadan uyanıyor gibi hissediyordum.

Araba konağın koyu kahve kapısının önünde durduğunda arabadan inmek için acele etmedim. Aksine abimler inene ve beni indirene kadar bekledim. "Abi?" dedim kapımı açan Botan Abime "Korkuyorum." hissettiğim tek kelime buydu, günlerdir içime öyle yerleşmişti ki atamıyordum.

"Korkma güzelim, her şey yoluna girecek." kafamı salladım ve arabadan indim. Abim beni kolunun altına alıp konağa doğru yürüttü. Kapıdan içeri girdiğimizde tek tek hepsiyle gözgöze geldim.

Canım yandı çünkü onların gözlerindeki acıyı gördüm. Kapının ilerisinde sağ tarafta atte ve annem yan yana duruyordu. Hep oturdukları çardak biraz gerilerinde kalmıştı. Atte benim yüzümü görür görmez elini kalbine yerleştirdi. "Çavşin min*?" dedi kendi dilinde. Sesindeki acı kalbime işledi.

*mavi gözlüm

Annemin yüzünü göremedim. Atte elini kalbine attığı için ona destek olarak arkalarında kalan çardağa yürütüyordu. Zaten yüzünde acı yerine hep bildiğim o duygusuz ifadesini bulacağımı biliyordum.

Ve sonunda gözlerim tam karşımda duran babama döndü. Babamın gözleri karşımda çok dolmuştu ama o gözyaşı hiç yerini yurdunu terk edip yanaklarından akmamıştı. Şimdi iste, babamın sol gözünden aşağı irice bir yaş iniyordu.

"Arin'im?" dedi. Sesi titriyordu, sesindeki acı kalbime işliyordu. Aramızdaki üç dört adımı kapattı, beni kendine çekerek sarıldı.

Üstümdeki duygu yükü babamın boynuna saklandığımda kendini bıraktı ve patladı. Sanki etimi lime lime doğruyorlarmış gibi, sanki daha az önce tecavüze uğramış ve şiddet görmüş gibi ağlıyordum. Hıçkırıklarım taş duvarlarda sekiyordu, gözyaşlarım babamın omzunu ıslatıyordu.

"Oy nava dile min...*" babam, saçımın üzerine öpücük bırakarak, ellerini saçlarımda gezdirerek ağlıyordu "Sana ne yaptılar çavşin min?"

*oy canımın içi

"Babam..." kesik hıçkırıklarım arasında söyleyebildiğim tek şey buydu. Babamda bir şey diyememişti. Hıçkırıklarım kesilene kadar beni sardı, sevdi. Hıçkırıklarım kesildiğinde benden biraz uzaklaşıp avuç içleriyle yanaklarımdaki yaşları temizledi.

Babam dudaklarını aralayıp bir şey diceği zaman avluya inen merdivenlerden ses gelmesiyle bakışlarımız oraya döndü. Mustafa abim karısı Güler'in elinden tutmuş anlattığı şeyi gülerek dinleyerek merdivenlerden iniyorlardı.

Masumiyet +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin