13. Çaresizlik

2.2K 129 6
                                    

"Eğer

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Eğer..." demişti "Eğer canımı, canını can bildiğimin canını yakarlarsa ben bileyim kızım" Reşwan konağında kendi odamdaydık, bu eve gelmeden bir akşam öncesiydi. Babamla yan yana oturuyorduk. Bunları söylemesi yetmemiş gibi, bir de "Sana yemin olsun ilk Mustafayı sonra da o Mirza denen herifi gebertirim" diye eklemişti, çok güvendiğim babam.

Her şey yavaş yavaş geçmeye başladığı anda, geçmeyen bir şey var aslında. Geçmiş. Bu zamanlar sürekli o kıyıda yüzüyordum. Bazen canım çok acıyordu, bazen kendimi ölecekmişim gibi hissediyordum ama nefes almaya devam edebiliyordum.

Aslında zamanla aslında cesaretsiz değil savaşçı olduğumu farketmiştim, bunu fark etmem uzun zaman almış olsa da artık yavaş yavaş kaybettiğim ruhumu bulabildiğime inanıyordum.

Hiç istemesem de bir yerden sonra onun varlığı, o kadar da beni etkilememeye başlamıştı. Hayatımın karardığı günlerin ardından gelen titreme yerini tepkisizliğe bırakmıştı.

En iyi anladığım şeyse insan, her şeye alışabiliyordu.

Mesela ben, babamın ihanetine alışmıştım, Mirza'nın varlığına, hatta hayatımın artık bu çizgide ilerleyeceğine de. Alışmak sanırım insanlığın yaptığı sıradan bir şeydi, bende sıradan bir insandım.

Düşüncelerim artık kesinlik yargısını kaybetmişti, bunu da sanırım yapamam dediğimde, yaptığımda anlamıştım.

Onbir ay öyle acımasızca benliğimi çalmıştı ki, bazen o onyedi yaşındaki kızı içimde bulamıyordum. Artık neredeyse ondokuz olmuş genç bir kadındım, daha doğrusu kadın olmak zorunda bırakılmış bir kız çocuğuydum.

Hiçbir şeyde kararlı olamamışken, kararlı olmama izin verilmemişken, sadece kararlı olduğum tek şey vardı. Ben o ilk iki günden sonra, yani neredeyse on ay ve yirmi küsür gündür onun adını dilimin ucuna almamıştım.

Bunun için bazen acı da çekmiştim ama kendimce ona verdiğim tek ceza bu olduğundan yeminimden dönmemiştim.

Belkide benim bu huzursuz konakta hayatta kalmamın bir çok sebebi vardı ama en büyüğü Mirza'ydı.

O lanetli, gözümün önünde ölen adamlardan sonra sanırım kendimi bir süreliğine kaybetmiştim. Psikolojim zaten bozukken birde önümde hiç düşünmeden adamları öldürmesi travmalarımın üzerine eklediği ve tüm dengemi bozduğu son hareketliydi.

Her ne kadar, laf söz olur desede; eve benim için psikolog geliyordu, hatta bir süre bu konakta da yaşamıştı. Artık intihar etmiyeceğime emin olunca anca gitmişti ki, bence kadın artık delirme çizgisine yaklaştığı için kaçmıştı. Zira evde beni de bozan manyaklar olduğundan, kadın bi onlara da el atmak istemiş, en sonunda da ipin ucunu kaçırmıştı.

Yani hele kadına Mirza'nın bipolar gibi davrandığı tavırlarını söyledikçe asıl tedavi edilmesi gerekeni hemen kavramıştı da, okumuş kadın Mardin Ağasına sen ruh hastasısın diyememişti.

Masumiyet +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin