23. Lilya

2.1K 169 31
                                    

Araba yavaşlamaya başladığında önünde durduğumuz iki katlı beyaz boyalı, siyah taşlarla işlenmiş binaya baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Araba yavaşlamaya başladığında önünde durduğumuz iki katlı beyaz boyalı, siyah taşlarla işlenmiş binaya baktım. Yeni hayatımın üç ayını, burda huzurla geçirmek; şuan istediğim tek şeydi.

Evin önünde bulunan demir kapı gürültüyle açıldığında arabayla birlikte bahçeye giriş yaptık. Benim evi incelemekten göremediğim evin kapısında  tahminimce kırklarının ortasında iki kadın ve Ediz'in kızı duruyordu.

Ediz göz ucuyla bana baktı "Gel tanıştırayım, sonra dini nikah kıyılacak; yanlış anlama annem istedi bunu." tamam anladım, onu yanlış anlamamdan korkuyor. Sürekli belirtmesine gerek yoktu, yemin ederim yanlış anlamıyordum.

Kafamı salladım. Ediz kapı koluna uzanınca inme vakti geldiğini anlayıp arabadan indim. Onlara doğru yürürken adımlarımı istemsizce çekingence atıyordum.

"Babacım!" diye yükselerek hızla bize koşan küçük kıza takıldı gözlerim. Yanımda olan adımlar duraksayınca bende durdum. Ediz yere çömelmiş bir şekilde küçük kızının kollarına girmesini bekliyordu.

Küçük kız koşarak babasının kollarına attı kendini. Küçük kıkırtıları yankılandı bahçede. Bende küçükken böyle babama sarılırdım her eve gelişinde, sonuç hüsrandı; babam arkamdan vurmuştu beni. Neyse, diyerek silmeye çalıştım tüm düşünceleri. Zira şuan bunları düşünecek bir anda değildik.

"Güzel kızım benim..." diyerek kızının yanağından öpüp ayağa kalkan Ediz'den gözlerimi ayırmadım.

"Baba neydesin sen!? Kaybime inicekti neyedeyse! Hiç geymiyceksin sandım" onun bu tatlı konuşması, yüreğimi ısıtmıştı. Kalbime inecekti demesi de ayrı bir bayılacak olaydı, muhtemelen babaannesinden falan öğrenmişti.

"Geldim işte çiçeğim... çok mu bekledin sen beni?"

"Evet babacım, yesmen yüz saattiy göymedim seni!" babasının yanaklarını özlemle öptü, daha sonra aklına bir şey gelmiş gibi biraz geri çekildi. "Baba! Hani neyde benden olan çiçekyey?"

"Arabadalar kızım. Ama önce tanışmanı istediğim biri var." arabada olan neydi pek anlayamamıştım ama bu küçük tatlı kızla tanışmak için can atıyordum. Ediz bana doğru dönerek kucağındaki kızının odağının bana kaymasını sağladı. "Bak Lilya, bu Arin." yüzünde, gözlerinde öyle bir merhamet vardı ki büyülenmiş hissetmekten kendimi alamadım. Onlara doğru bir iki adım atıp nerdeyse diplerine girdim.

"Merhaba Lilya... seninle tanıştığıma memnun oldum." çocukların hoşuna gider bir şekilde ona elimi uzattığımda düz olan suratı aydınlandı. Elimi çabuklukla sıkıp büyük bir gülümseme bahşetti bana.

"Memnun oydum. Ayin. Bu nasıy isim ya! Söyleyemedim." sanki her şeyi düzgün söylüyormuş gibi buna isyan etmesi beni istemeden de olsa güldürdü.

"Haklısın aslında biraz zor bir ismim var." düşünüyormuş gibi yaptım, daha sonra bir fikir bulmuş gibi ona döndüm. "Sen bana ne istersen onu söyleyebilirsin." bir süre gülümsememi izledi daha sonra aklına bir şey gelmiş gibi yüzü düştü. O kadar güzel bir çocuktu ki onun yüzü düşünce ağlayasım gelmişti.

Masumiyet +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin