22. Sarar

2.5K 195 61
                                    

Bir, iki, üç

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir, iki, üç.

Her şey bitti.
Derin nefes al.

Aldım. Ciğerlerimi zorlayarak sonuna kadar derin bir nefes çektim içime. Onun kahverengi gözleri üzerimdeydi, gözlerimden ona geçen acımayı okuyor olmalıydı.

"Kendimi boşadım" durdum. Ona biraz daha yaklaştım. "Kendimi boşadım." sesim artık daha netti. "Kendimi boşadım." onun zavallı halinde gözlerimi birkaç tur gezdirdim. İstemsizce, bana yaptığı onca şeye rağmen ona acıyordum.

"Beni durduracak, susturacak gücün bile yok, zavallı." gözlerini kapattı. İçinden bana küfürler ettiğine çok emindim. "Biliyor musun Mirza?" gözleri geri açıldı. Odanın bir duvarındaki cama baktı, birilerini görmek isteyerek.

Ama ne yazık ki, bu katta kimse yoktu. Herkes benim cenazeme gitmişti. Biricik gelinlerinin cenazesine.

"Gideceğim. Çok mutlu olucam, yaşayacağım. Özgür bir şekilde yaşayacağım." ona gülümsedim. Bu ona gerçekten güldüğüm nadir anlardan biriydi. "Ve sen, bir zavallı olarak, beni bulamayacaksın. Hatta; yaşadığımı bile kimseye söylemeyeceksin." kendimi ilk defa gerçekten kötü bir kadın gibi hissettim ama beni bu hale dönüştüren o ve onun ailesiyken kendimi çok saklamadım. Artık kötü kadınsam, yapacak bir şey yoktu.

"Ben ölmeni istemiştim ama Allah, senin cezanı daha büyük verdi kocamm." kendi kendime güldüm. "Eski kocam."

Mirza, benim ellerimin aşırı titremesi sonucunda ensesinden vurulmuştu. Dolayısıyla ölmemişti ama omuriliğinde anladığım kadarıyla çok önemli bir noktaya gelen kurşun onu bu şekilde; kötürüm bırakmıştı. Mirza, konuşamıyor, doğrulamıyor, herhangi bir uzvunu hareket ettiremiyordu. Sadece yaşamsal faaliyetleri devam ediyordu, birde gözleri oynuyordu.

İlk başta onun ölmediğini söylediklerinde büyük bir sinir krizi geçirmiştim. Tüm planlarımın suya düştüğünden ve onun beni bulup öldüreceğinden neredeyse emindim. Onun bu acınası halini kendi gözlerimle görene kadar...

Plansa basitti. Tek yapmam gereken ortalığı karıştıracak bir kalabalık bulmaktı. Bunu da düğünü gerçekleştirerek başarmıştım. Elbisemin hemen altında çelik yelek vardı. Çelik yelek ve elbisenin arasındaysa kendi kanımdan oluşan bir kan torbası. Annemin halay sırasında yaptığı iğne, nabız düşürücüydü. Böylelikle, kan ve atmayan bir nabızla şuan herkes beni öldü sanıyordu.

Kurşunu kalbime sıktığımda planlayamadığımız bir şekilde, sanırım silahın çok yakın olmasından kaynaklı kurşun biraz tenimi de delmişti ama saplanacak bir delik açamamıştı. Mirza'yı hep kalbimin üzerinde bir iz olarak taşımak zorunda kalmıştım.

Önemi yoktu. Bugün, yeni hayatıma açılan gündü. Eski hayatım, şu an bebeğimin yanındaki mezara gömülüyordu.

"Sen bu yatakta ecelini beklerken sana söz ben çok mutlu bir kadın olacağım." gözleri bana nefretle bakıyor. "Belkide o ilk gün bana öyle dokunmasan, bizim çok daha farklı bir hikayemiz olacaktı. Unutma, bu hikayeyi sen yazdın." ilk gün olmasa, onun ruh hastalıklarına dayanabilir miydim bilmiyorum. Ama içimde azıcık sevgi olsa onu değiştirmeye çalışabilirdim. Mirza, her seferinde ona geliştirdiğim tüm iyi şeyleri yıkmıştı.

Masumiyet +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin