Acıyor.
Her yerim.
Ayak tırnağımdan saçlarımın ucuna kadar acıyor bedenim. Ruhum acı içinde kıvranıyor.
Mirza'nın sözünü tutup onu son kez kucağıma verdiği an, kucağımdan zorla alındığı an, benden bir parçayı toprağın altına koydukları an; asla aklımdan çıkmıyor.
Bebeğimin bir kokusu bile yok.
Bebeğim soğuk kokuyor.
Üşür dedim dinlemediler, bebeğim soğuk koktu. Bebeğim soğuk oldu. Benim güzel, minicik bebeğim toprak oldu.
Aşamıyorum.
Ölmek istiyorum.
Ölmekten beter olmuşken, ölmek istiyorum artık.
Dayanamıyorum.
Bir haftada yaşadıklarım, öyle acı dolu ki. Artık tek seçeneğim ölümmüş gibi geliyor. İnsanların, ne zaman bu kadar acımasız olduğunu bile anlamıyorum. Bebeği ölen benim ama benden hizmet isteyen onlar.
Dayanamıyorum. Bedenimdeki ağrılara. Ruhumun sancısına. Lohusalıkla değişen zihnime. Süt dolup, acıyan göğüslerime. Sanki bana sürekli ölümü hatırlatmak istermiş gibi kanayan bedenime.
Kaynanamın bu değişimine dayanamıyorum. Sanki ben ilk gün dayak yediğimde benden özür dileyen, kızı gibi davranacağını söyleyen o değilmiş gibi, bu kadar kötü biri olmasına dayanamıyorum.
Mirza'nın çökmüş gözlerini görmeye bile dayanamıyorum. Bana iyi olan davranışlarına katlanmıyorum artık. Çünkü biliyorum ki, bir gün bunların hepsi geçecek.
Beni ölüme iten sebeplerin çokluğu bir yana, yaşamamı sağlayan birkaç neden var.
Kararlıyım.
Ne olursa olsun kaynanamı ve kocamı öldüreceğim.
Sonucunda bana ne olduğu artık önemsiz.
Yüksek ihtimalle beni de öldürecekler.
Beni öldürdüklerinde, diğer intikam almak istediklerimden de almış olacağım.
Mesela babam, beni buraya mecbur bıraktığı için, ben kaçarken beni ispiyonladığından günden güne ölmeme müsade ettiği için kahrolacak. Yada Mustafa abim, eminim ki o zaten allahından bulmuş olsada, ölümümü duyunca üzülecek.
Canım çok acıyacak mı? Bundan çok acıyamaz.
Birini öldürebilecek miyim? Kendi canımı toprağa gömdüm.
Elime geçerse, Mirza'nın kardeşi Güler'i de öldürebilirim. Bana yaptıklarına rağmen beddua etmeseydi, belkide bu noktaya gelmezdim. Ondan da nefret ediyorum.
Kendimi hiç normal hissetmiyorum.
"Bundan sonra doğurabilecek mi?" dedi, bir kadın fısıltıyla, arka sıralardan. Oğlumun ölümünün birinci haftası, mevlit okunuyor. Sabırlı olmalıyım. Kimseyi oğlumun anısında dövemem. Kimseye değil, bebeğime saygısızlık edemem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masumiyet +18
Romance(+18) Yetişkin içerik, şiddet öğeleri, istismar ve küfür içermektedir. Yaş farkı vardır. Yaşım 17, bu yaştaki normal bir insanın korkusu nedir? Okuyacağı okul? Gireceği sınav? Olabilir. Ama benim korkum bunlardan biri değil. Eğer bu topraklardaysanı...