Oy gittikçe büyüyoruz gururlu bir anne gibiyim.
Beni sizler var ettiniz okuyucularım hepinizi çook ama çok seviyorum.
Bugün niye böyle duygusal oldum ki? Ahenk'in geçen bölüm olan duygusallığı galiba bana geçti.
Ya da ikinci ayımıza girdiğimiz içindir bu duygusallığımın sebebi.
Bu arada yeni bir çocuğumuz oluyor. Mercimek tanesine selam vermeden geçmeyin.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
♪Oğuzhan Koç-Heyecandan♪
Bismillahirrahmanirrahim.
••••••••••
Doktorun söylediğiyle çığlık attım. Evet bunu ciddi ciddi yaptım. Odadaki bütün gözler bana döndü. Hiçbir utanç belirtisi göstermedim. Benim kardeşim olacaktı, utanç falan umrumda değildi.
"Benim gerçekten kardeşim mi olacak?" Dedim. Doktor başını bıkkınca salladı. Bu adam kime trip atıyordu. "Evet gerçekten kardeşiniz olacak." Dedi, doktor. Ardından ofladı. Bunu sadece ben gördüm sanmıştım ama belliki Merih'te görmüştü ki şu sözleri söyledi. "Doktor bey kardeşim ne dedi de ofladınız." Doktor Merih'in sözleriyle yutkundu. "Yanlış anladınız be-" doktor cümlesini tamamlamadan İlyas Bey onun sözünü sertçe kesti. "Bugün yaptığınız hatalar git gide artıyor doktor bey. Şimdi bunları bırakında eşime müdahale eden doktorun yanına götürün beni." Dedi.
İlyas Bey ve doktor çıkınca ortam biraz olsun sakinlemişti. "Allah'a şükürler olsun bir torunum daha olacak." Diye yükseldi babaannem. Ellerini göğe açmış dua ediyordu. Gülmemek için kendimi zor tuttum. Affet babaanne ama çok komik görünüyorsun.
Annemin sessiz duruşu beni endişelendirmişti. "Anne ne düşünüyorsun?" Diye sordum. Buğulan gözlerini bana çevirdi. "Ben bu yaşımda nasıl annelik yapacağım? Ben nasıl anne olacağım? Çocuğuma nasıl yeteceğim?" Diyen annem oldukça üzgün duruyordu. Annemin hasta yatağının kenarında duran elini tuttum. "Anne biz senin yanındayız, biz sana her zaman yardım ederiz. Baksana burada bu kadar kişi eğer mercimek kadar kardeşime yetemezsek bizim yüzümüze tükür." Dedim.
Annemin moralini söylediklerim biraz olsun yükseltmişti. Tabi odadaki herkes de bana destek çıkmış benim gibi anneme moral vermişti. "Acaba kız mı olacak erkek mi?" Bu soru şu anlık favorim olan İhsan amcamdan gelmişti. Geçmişte ona aşık olduğumu sanmam beni utandırıyordu.
"Bence erkek olsun, tek kız Ahenk olarak kalsın." Dedi, Mahir. Ona gülümseyerek baktım. O da bana dönüp gülümsedi, öpücük attı. Onun attığı öpücüğü havada kaptım, kalbime götürdüm. Ortam sessizleşmişken Meriç'in telefonuna gelen bildirim ortamın sessizliğini bölmüştü.
"Ahenk aşağı inip bana bir tostla çay getirsene." Meriç'in söyledikleriyle hızla kafamı salladım. Kapıya yöneldim. "Ahenk niye gidiyor oğlum?" Diyen Mahir beni durdurmuştu. "Amcam mı gitsin abi?" Diyen Meriç ile kıkırdadım. İki amcamında bakışları Meriç'e döndü. "Nereye gidiyoruz?" dedi, amcalarım senkrozi şekilde. "Hiç bir yere gitmiyorsunuz amca, ben kantine inip geleceğim." Dedim.
Neşeli neşeli kantine indim. Kantinde gördüğüm kişi ile neşem yerini korkuya bırakmıştı. Kantinde cam kenarında oturan Aksel'e doğru ilerledim. "Aksel." Dedim, titreyen sesimle. Aksel sandalyesini arkaya itti. Sol kolumdan çekip sarıldı. "Ne oldu güzelim? İyi misin? Niye hastaneye geldiniz?" Diye sorularını ardı ardına sıraladı.
Aksel'den ayrılıp "Aksel niye hastaneye geldin? Ağrın mı var? Yaran iyileşmedi mi? Dikişleri de aldırmıştın. E o zaman niçin hastaneye geldin?" Dedim. Aksel elini saçlarıma uzattı, bir tutamını kulağının arkasına itti. "Senin için geldim güzelim. Meriç abin aradı hastaneye gelmemi istedi. Sana kötü bir şey oldu sandım ödüm koptu." Dedi. Birlikte dışarı çıkıp kapıdaki bankalara oturduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşsiz Gökyüzü
Teen Fiction17 yıldır Mardin'de yaşayan, yaptığı her hareketten yargılanan, her gün babasından şiddet gören Ahenk, zorla evlendirilmeye çalışılırken gerçek ailesinin onu bulması üzerine bütün düzenini değiştirip İstanbul'a gider. Burada üç abisi üçüzleri ve iki...