Hello aşk bahçelerim.
Keyifler nasıl?
Ben yaşıyorum. Bence gayet yeterli.
Bölüme geçelim, bu bölüm de yine birazcık sadly olacağız ama çok fazla değil.
Bu bölüm Ahenk var. Çok şükür kızımın ağzından yazacağım çok şükür.
Neyse hadi bölümü okuyun.
Keyifli okumalar!
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
‼️Sınır: 65 oy, 25 yorum
Bismillahirrahmanirrahim.
••••••••
Bir boşluktaymışım gibi hissediyordum. Dört duvar arasında sıkışmımış gibi de hissediyordum. İçinde bulunduğum durumu anlatacak kelimeleri bulamıyordum. Gözlerimi açmak için kendimi oldukça zorlamıştım, ama bir türlü gözlerimi açamıyordum.
Kendimi biraz daha zorladım gözlerimi açmak için. Bu kez istediğimi elde ettim. Zorda olsa gözlerimi açtım. Aslında gözlerimi tam açmamıştım, çünkü önümdeki görüntü oldukça bulanıktı, görüntünün netleşmesi için bir kaç kez gözlerimi kapatıp açtım. Görüşüm netleşince gördüğüm ilk şey Aksel'in yüzü oldu.
İnsan uyanır uyanmaz Aksel'i görünce içi bir hoş oluyordu. Gerçi şu anki durumun rüya olma ihtimali de yüksekti. Çünkü yaklaşık beş kez Aksel'i rüyamda görmüştüm. Bazen vurulma anında görüyordum Aksel'i, bazen şehit töreninde. Bazen de siyah takım elbise içinde benimle evlenirken görüyordum.
"Ahenk gözlerini açtın. Allah'ım rüya mı görüyorum? Gerçek mi bu?" Kulağıma dolan Aksel'in güzel sesi beni gülümsetti. Hem gözlerimde hem de kulaklarımda bir sorun yoktu. Geri kalan uvuzlarımda bir şey olup olmadığını birazdan anlardık.
"Ne yapmam gerekiyor? Doktora mı haber vermeliyim? Gerçi tam anlamıyla uyanmadın ama uyanmış sayılırsın. Dur bir dakika annen ile babana haber vereyim, onlar da çok üzüldü uyandığını bilmeye hakları var. Ahenk ne yapacağımı bilmiyorum, çok heyecanlandım. Allah'ım çok şükür." Aksel odada dönüp dolaşıp kendi kendine konuşuyordu, bu durumuna gülmek istemiştim ama ağzımdaki solunum maskesi yüzünden bu pek mümkün olmamıştı.
"Ahenk bana geri döndün. Uyandın. Biliyor musun doktor belki bir yıl uyanmaz dedi. Ama benim umudum her zaman vardı, sana olan inancım tamdı. Hissettim galiba bilmiyorum yanına geldiğim an beni duyduğunu hissettim. Beni duyuyordun değil mi? Ve hâlâ da beni duyuyorsun. Beni duymaya devam ettiğin için söylüyorum sana çok pis aşık olmuşum. Uğrunda delirecek kadar seni çok seviyorum." Dedi, gönlümün efendisi.
Elimi yüzümün yarısından fazlasını kapatan solunum maskesine attım, tek hareketle maskeyi ağzımdan çıkardım. "Aksel." Diye seslendim. Sesim çok fazla tarazlı çıkmıştı, Aksel'in beni duyduğuna emin değildim. Aksel beni duymuş olmalı ki odada dolaşmayı bırakıp hızla bana döndü. "Ahenk." Dedi, heyecanlı sesiyle. Sesinde sanki bayramda yeni kıyafetlerine kavuşmuş çocuk neşesi ve heyecanı vardı.
"Aksel ne zamandır uyuyorum? Her tarafım ağrıyor. Sanki on gün boyunca yüz kilo taşımış gibiyim. Saçma benzetme oldu ama böyle hissediyorum." Dedim, yine kısık çıkan sesimle. Muhtemelen sesim uzun bir süre bu tonda devam edecekti. Her konuştuğumda boğazım ağrıyordu.
"Ahenk iki gündür uyuyorsun. Elbette yorgun hissedersin vuruldun sen. Benim yüzümden vuruldun. Özür dilerim yine benim yüzümden canın yandı." Dedi. Elimi kaldıracak dermanım olsaydı gözlerinden akan yaşları silerdim, yerini öpücüklere boğardım. Fakat ben parmaklarımı zor oynatıyordum, elimi kaldırmak çok zordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/364231751-288-k723097.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşsiz Gökyüzü
Novela Juvenil17 yıldır Mardin'de yaşayan, yaptığı her hareketten yargılanan, her gün babasından şiddet gören Ahenk, zorla evlendirilmeye çalışılırken gerçek ailesinin onu bulması üzerine bütün düzenini değiştirip İstanbul'a gider. Burada üç abisi üçüzleri ve iki...