Felsefe sınavımın güzel geçmesi şerefine bölümü yayınlıyorum. Bir haftadır sınavlardan kafamı kaldırmadığım için bölüm yazamadım, aslında hafta sonu dinlenmeyi planlıyordum ama daha önce yazdığım bölümü size düzenleyip atıyorum.
Size 10.bölüme yakışan 10 numara bir bölüm yazdım. Yani ben öyle düşünüyorum, siz nasıl düşünüyorsanız yorumlara yazarsınız.
Bu bölümün bir kısmını geçmiş sahnesine ayırdım.
Herkes yaptı bir ben yapmadım diye düşündüm ve evet bende yapıyorum.
Okuma tarihini bu satıra bırakabilirsiniz.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar!
Bismillahirrahmanirrahim.
••••••••••
1 hafta sonra
Islak saçlarımın fazla suyunu havlu yardımıyla aldım. Dün duş almıştım saçlarımı yağlı hissedince bugün de duş almıştım, saçlarımın yağ sorununu asla çözemiyordum. Bazen banyodan çıktıktan beş dakika sonra bile saçlarımı yağlanmış hissediyordum. Saçlarımın ilk ıslaklığını alınca saç kurutma makinemin fişini prize taktım. Isı koruyucu spreyimi saçlarıma sıktıktan sonra saçlarımı kuruttum.
Saçlarım uzun olduğu için kurutmak biraz uzun sürüyordu. Bugünlerde kestiresim vardı ama sonradan pişman olacağımı bildiğim için henüz kestirmemiştim. Saçlarımı en son kestirdiğimde pardon kestirmek zorunda kaldığımda on beş yaşındaydım. O kötü günü hatırlayınca kurutma makinesi kapattım boş bir yere indirdim. O gün yaşadığım şiddet hayatımda unutamayacağım sayılı anılarımdan biriydi.
(Asla geçmeyen geçmişten bir anı)
Mardin'de güneş doğmuş, gün başlamıştı.
Ahenk uyuduğu yatağında bir çok gecede olduğu gibi kabuslarıyla uyanmıştı. Onun peşini bırakmayan kabusları vardı. Kabusları sadece uyurken görmüyordu. Onun kabusu zaten doğduğu anda başlamıştı. O kız olarak doğmuştu bazı zihniyetsizler yüzünden bu Ahenk için bir kabustu.
Ahenk, Aksel ile buluşacağı için dolabının karşınına geçti her zaman giyindiği kıyafetleri es geçti daha çok özel günlerde tercih ettiği kıyafetlerden giyinecekti. Özeldi bugün onun için. Günün sonunda ne olacağını bilmediği için oldukça mutluydu. Dolaptan siyah renkli üzerinde papatyaları olan dizlerinin üç parmak altında biten bir elbise seçti. Altına da beyaz spor ayakkabı giyinecekti.
Kombini sade ama güzeldi. Aksel'e güzel görünmek istiyordu. Aksel dış güzelliğe takılan biri değildi ama Ahenk kafaya takardı böyle konuları.
Üzerini giyinip aşağı indi, bugün evin erkeleri yoktu. Şanlıurfa'ya akrabalarının düğününe gitmişlerdi. Ahenk de bu günü değerlendirecek Aksel ile buluşacaktı.
Salonda sadece babaannesi oturmuş tesbih çekiyordu. Dışarıdan baktım yeşil türbe, içine girdim estağfurullah tövbe. Ahenk ona selam vermeden mutfağa geçti bir şeyler atıştırıp çıkacaktı.
Dolaptan bir kaç parça kahvaltılık ağzına attı. Annesini görmemişti ama akşam zaten gideceğini söylediği için tekrar konuşma gereği duymamıştı. Konağın büyük kapısını açtı, kapının önünde duran korumalar onu görünce düğmelerini ilikledi. Yaptıkları davranışla Ahenk gözlerini devirdi, yüz kere bu davranışı yapmamalarını söylemişti. Ama ısrarla bunu yapmaya devam ediyorlardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/364231751-288-k723097.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşsiz Gökyüzü
Teen Fiction17 yıldır Mardin'de yaşayan, yaptığı her hareketten yargılanan, her gün babasından şiddet gören Ahenk, zorla evlendirilmeye çalışılırken gerçek ailesinin onu bulması üzerine bütün düzenini değiştirip İstanbul'a gider. Burada üç abisi üçüzleri ve iki...