5.BÖLÜM

7.1K 312 32
                                    

5.bölüm huzurlarınızda efendim.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Keyifli okumalar.

Bismillahirrahmanirrahim.

••••••••••

Gözlerimi zorlukla açınca hissettiğim ilk şey göğüs kafesimdeki ağrıydı. Yavaşça yataktan doğruldum ve bir iki saniye nerede olduğumu hatırlamaya çalıştım. Dün yeni evime gelmiştim. Hatırladığım detayla yüzümde küçük bir gülümseme oldu. Ama gülümsemem Aksel'in kanlı görüntüsünü hatırlamamla yüzümde dondu.

Yataktan yavaşça kalktım. Yine bütün kemiklerim ağrıyordu. Bir an önce kahvaltımı yapıp, ilaçlarımı içmeliydim. Acaba hemen kahvaltı yaparmıydık. Ailemin yemek düzenini bile bilmiyordum. Konakta saat sekiz olmadan herkes yemek masasında olurdu ve yemek yerdik. Burası hakkında bir fikrim yoktu.

Elimle üzerimi düzelttim. Lavaboya gittim elimi yüzümü yıkadım. Banyo yapmak istiyordum ama buradaki hiçbir şey bana ait değildi. Bana ait olmayan hiçbir şeyi kullanamazdım. Banyodan geri çıktım. Yatağımın yanındaki komidinin üzerinden dün akşam katlayıp koyduğum kıyafetlerimi giyindim. Pijamalarımı katladım ve yatağımın içine koydum.

Odamdan çıktım dar uzun koridorda merdivenlere doğru ilerlemeye başladım. Üçüzlerimin odasının önünden geçerken Ayaz'ın sesini duydum. "Biz ne yapacağız kardeşim?" Dedi. Alaz'ın ofladığını duydum. "Bilmiyorum Ayaz sert davranmak istemiyorum ama hemen kucakta açamam." Dedi, Alaz. Konu bendim. "Sakın bize yapılan kötülüklerin suçunu Ahenk'in üzerine yıkma. Evet üçüzümüz çocukluktan beri ağzımıza sıçıyordu ama bu onun karakterini gösterir Ahenk'in değil." Dedi, Ayaz.

Onu ciddi bir konu konuşurken görmek beni şaşırtmıştı. Gözlemlediğim kadarıyla eğlenceli ve lağubali biriydi. "Haklısın herkes kötü olacak diye bir şey yok. Ama herkes iyi olacak diye bir şey de yok. O yüzden önce onu biraz tanıyalım." Dedi, Alaz. Acaba değiştirildiğim kız onlara ne yapmıştı ki bu kadar nefret ediyorlardı. Hastane de İlyas Bey de o kız için böyle bir cümle kurduğunu hatırlıyordum.

"Umarım abim ve babamın arası açılmaz." Dedi, Alaz. Kapının arasından gördüğüm kadarıyla Ayaz başını eğdi, yüzünü sıvazladı. Sonra tekrar kafasını kaldırdı ve kapıya bakınca beni gördü. Beni görünce sinirlenir sanmıştım ama o beni yanıltmıştı. Gülümseyerek kapıya ilerledi. "Seni küçük fare kapı mı dinliyorsun sen?" Dedi. Kapıyı tamamen açtı ve içeri geçmem için kenara çekildi. Utançtan ölücektim.

Odanın içine girince biraz odayı inceledim. Duvarlar beyazdı. Sağ tarafta beyaz tek kişilik bir yatak üzerinde Fenerbahçe yatak örtüsü vardı. Duvarlar boydan boya futbolcuların posterleriyle doluydu. Yatağın alt tarafında camlı bir dolap içinde bir kaç tane kupa ve madalya vardı. Gördüğüm kadarıyla çoğu altındı.

Odanın sol tarafı ise siyah bir yatak yine siyah bir yatak örtüsü ve bomboş duvarın kenarına yaslanmış bir gitar. Kapının yanında iki kişinin rahatlıkla ders çalışabileceği bir çalışma masası vardı. "Beğendin mi odayı?" Dedi, Ayaz. "Güzelmiş." Dedim. Bu oda için çok fazla söze gerek yoktu. "Sen neden bu kadar futbolcu posteri astın?" Dedim, merak içerisinde. Ayaz heyecanla "Ben futbolcu olmak istiyorum. Fenerbahçe'nin altyapısında oynuyorum. " Dedi. Onun bu tatlı heyecanı çok hoşuma gitmişti. İnşallah istediği her şeyi başarırdı. "Sen ne olmak istiyorsun?" Dedim, Alaz'a dönerek. Onunla çok fazla konuşmamıştık. Önce cevap vermeyecek sanmıştım ama cevap vermişti. "Gülmüyeceksen söyleyeyim." Dedi. Niye gülecektim canım. "Niye güleyim?" dedim. "Daha önce söylediğim bir çok kişi güldüğü için sende gülersin diye düşündüm. Aşçı olmak istiyorum." dedi. Güzel meslekti gülünecek bir tarafı yoktu.

Güneşsiz GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin