59k🥺
Hello.
Kritik bölüme son bir bölüm kaldı.
Her şey güzel gidecek benim inancım tam.
Aksel'i seviyor musunuz? Yoksa sevmiyor musunuz?
En sevdiğiniz karakter kim?
Nefret ettiğiniz bir karakter var mı?
Bu arada keyifler nasıl?
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Oy atanlar bu sıcak havalarda dolabı açtıklarında dondurma kutusunda dondurma bulsunlar. Amin.
Bismillahirrahmanirrahim.
••••••••
"Siz Ahenk'i istemeye gelmediniz mi?" Diye sorunca hepimiz şokla Meriç abime baktık.
Allah kahretsin ben kahve içmeye geldiler diyince istemeye geldiler anlamış. Meriç abim biraz yanlış anlamış beni. "Abi yanlış anladın." Dedim. Elimle Meriç abimin koluna dokunup bana dönmesini sağladım. "Yanlış anladın abi. Akseller sadece oturmaya geldi. Hem beni istemeye gelselerdi üzerimde bunlar mı olurdu?" Dedim, ellerimle üzerimdeki kıyafetleri işaret ederken.
"Ay çok yanlış anlaşıldık Orhan." Dedi, kayınvalidem. En azından Meriç abim yaygara çıkarmamıştı. En azından olayı sakinlikle çözdük. "Kusura bakmayın ben sizi biraz yanlış anladım." Dedi, Meriç abim. Biraz mı yanlış anladın sence. "Abi sen yanlış değil, hiç anlamamışsın." Dedi, Ayaz gülerek. Salondaki herkes esprisine gülmüştü. Meriç abim yanımda olduğu için ben gülmemiştim.
"Gel oğlum otur. Ben sana bir kahve yapayım, yorgunluğuna iyi gelir." Annem kahve yapmak için ayaklanınca onu yerine oturtmuş, kahveyi yapmaya gitmiştim. Hamile haliyle anneme iş yaptırmak içime sinmezdi.
Mutfağa girdim, bir tane kahve yapıp salona geri döndüm. Kahve köpüklü olduğu için keyfim yerindeydi. Kahveyi Meriç abime verdim, hemen Aksel'in yanındaki boşluğa oturdum. Aksel elini belime atıp sırtıma gelen saçlarımı okşuyordu. Umarım kimse bu halimizi görüp güzel anımızı bozmazdı.
"Ee Meriç sen ne iş yapıyorsun? Abin gibi kendi yolunu mu çizdin yoksa baban ile birlikte mi çalışıyorsun?" Diye sordu Orhan amca. Meriç abim boğazını temizleyip konuşmaya başladı. "Ben şirkette çalışmıyorum. Benim yerim rahat koltuklar değil. Benim yerim dağ, taş, toprak." Dedi, sertçe. Orhan amca anlamamıştı, Meriç abime garip bakışlar atıyordu. "Anlamadım oğlum." Dedi, Orhan amca. Ben niye bu kadar gerildim.
"Ben askerim. O yüzden dağ taş toprak da gezerim. Rahat koltuklar bu yüzden bana göre değil. Hem ben şirket işlerini sevmem, asker olmasaydım da şirkette çalışmazdım." Dedi. Meriç abimin gerginliği ortamdaki herkesin üzerine sinmişti.
Daha fazla bu gergin ortamda oturmamak için Aksel'i dürtüp ayağa kalktım. Benimle gelmesi için Aksel'e kaş göz işareti yaptım. Aksel de benimle birlikte kalkıp mutfağa geldi. Mutfağa girince ilk önce soğuk bir su içtim. "Ay Aksel bunlar niye bu kadar gergin. Hele Meriç abim sanki ona bir şey yapmışız gibi davranıyor, ilişkimizi en başından bilen o iken şimdi neden böyle davranıyor aklım almıyor." Dedim.
"Ahenk bizim içinde olduğumuz normal bir durum değil. Belki ifşa edildiğimiz gün Meriç'in herhangi bir arkadaşı oradaydı ve daha sonra bizimle ilgili kötü bir şey söyledi. E haliyle buna içerlenmiş ve bize sinirlenmiş olabilir. Veya bugün başka bir şeye sinirliydi onun gerginliği üzerinde." Dedi. Ben olayın hiç bu tarafından bakmamıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşsiz Gökyüzü
Teen Fiction17 yıldır Mardin'de yaşayan, yaptığı her hareketten yargılanan, her gün babasından şiddet gören Ahenk, zorla evlendirilmeye çalışılırken gerçek ailesinin onu bulması üzerine bütün düzenini değiştirip İstanbul'a gider. Burada üç abisi üçüzleri ve iki...