23.BÖLÜM

1.8K 144 19
                                    

Hello gençlik naber sizden.

Bebeklerim durumlar nasıl tatil nasıl gidiyor?

Kitabın ilerleyişi nasıl?

Bu bölümlerde biraz duygusallaştık ama en kısa sürede eski halimize döneriz.

Hadi bakalım bölüme geçelim.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Oy ve yorum atanların Aksel gibi sevgilisi olsun. Amin.

♪Model-Bak Bir Varmış Bir Yokmuş♪

Bismillahirrahmanirrahim.

••••••••

Telefonuma gelen ardı ardına mesajlar ile uzandığım hasta yatağından doğruldum. Yanımdaki refakatçi koltuğunda oturan Aksel'e döndüm, uyumamıştı, sadece biraz dinlenmek için gözlerini kapatmıştı. Maalesef onu kaldırmak zorundaydım.

"Aksel." Diye seslendim. Aksel kafasını koltuğun kolundan kaldırıp bana baktı. Koktuktan kalkarak yanıma geldi. "Bir yerin mi ağrıyor? Ne oldu?" Diye sordu merak içerisinde. Ellerimi uzatıp ellerini tuttum. "Aksel ben iyiyim. Hiçbir şeyim yok. Zaten sadece doktor gözetim altında kalmam için beni burada tutuyor. Ben sadece telefonumu uzatmanı istemiştim." Dedim.

Aksel elimin üstünde bugün sinir krizi geçirirken oluşan yaraların üzerini öptü. "Çok şükür iyisin." Dedi. Çantamın içerisinde olan telefonumu çıkarıp bana uzattı. 3 cevapsız arama ve 6 tane mesaj vardı. Mesajların ve aramaların kimden geldiğini tahmin ediyordum.

Alaz: Ahenk iyi misin?

Alaz: Ahenk ben özür dilerim.

Alaz: Ahenk ben büyük eşeklik ettim.

Alaz: Affet beni lütfen.

Alaz: Ben yaşadıklarını bilmiyordum, bilsem öyle davranmazdım.

Alaz: Gerçekten pişmanım, lütfen affet.

Mesajlar benim için hiçbir şey ifade etmiyordu. Salak saçma davranmış, ağzıma sıçmıştı. Şimdi iki özür dileyerek işin içinden çıkmaya çalışıyordu, hiçbir şey bu kadar kolay geçmezdi. Alaz'ı affetmem için zaman gerekiyordu. Ayrıca gerçekten pişman olduğuna emin olmalıydım.

"Aksel telefonumu çantama indirir misin?" Dedim. Aksel cevap vermeden telefonumu alıp çantama indirdi. Çantamın fermuarını kapatıp koltuğa bıraktı. Kendisi de tekrardan koltuğa oturdu. Koltuğun buradan bile çok rahatsız olduğu anlaşılırdı.

"Aksel yanıma gel. Orada sırtın tutulacak, gel burası geniş zaten ikimizde sığarız." Diyip elimle gelmesini işaret ettim. Bir yatağa bir koltuğa baktı, sonra yavaş adımlarla yanıma geldi. Yatağın kenarına iyice yerleştim, Aksel de yatağa girdi. İkimiz birbirimize döndük, hiçbir şey söylemeden sadece birbirimize bakıyorduk.

Aksel'e biraz yaklaştım, o da bana yaklaştı. Ne yapmak istediğimi anlamış olmalı ki sol kolunu açtı. Sağ koluyla da belimden tutarak beni kendine çekti. İki kolumu beline sarıp başımı göğsüne koydum. Güzel kokusunu içime çektim. Çok güzel bir kokusu vardı.

"Sevdin galiba kokumu." Dedi. Kokusunu bir kez daha içime çekip başımı salladım. "Çok güzel." Dedim. Kokunun ne olduğuna dair bir fikrim yoktu, kokulardan anlayan birisi değildim. Ve şunu biliyordum kokusu kesinlikle sigarayla karışık bir koku değildi, sadece kendi kokusuydu.

"Sana vereyim parfümümü." Dedi. Bunu söylemesine güldüm. Erkek parfümleri tercihim değildi. Tamam koku güzeldi ona yakışmıştı ama ona yakışmıştı! Bana yakışmazdı. Lütfen bir daha cümle kurma. Sen anahtar kelimeleri söyle, biz senin ne demek istediğini anlarız. İç ses yine formundasın.

Güneşsiz GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin