16.BÖLÜM

3.1K 130 11
                                    

Yeni bir bölümden cümleten selamlar.

Nasılsınız neler yapıyorsunuz?

Okuma tarihini bırakın buraya.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Bismillahirrahmanirrahim.

••••••••

Sıradan kalkarken gözlerim arka sırada tek başına oturmuş telefonuyla ilgilen Aksel'e takıldı. Sanki benim ona baktığımı görmüş gibi kafasını kaldırdı, birbirimize bakıp gülümsedik. Alaz "Aksel." Diye seslendi. Bizi görmüş olma ihtimalini yüzde kaçtı? "Efendim." Dedi, Aksel. Alaz gülümsedi. "Senle bizimle yemek yemeye gelsene." Dedi.

ALLAH'IM GOOOOOLLL!!!

Aksel sıradan kalktı, yanımıza geldi. "Geleyim." Dedi. Çaktırmamaya çalışıyordum ama 32 diş sırıtmamı engelliyemiyordum. Ayaz yandan beni dürtüp "Ne oldu kız? Neye sırıtıyon?" Diye sordu. Ayaz defol hadi canım hadi! "Lina sen de bizimle yemeğe gelsene." Dedim, Ayaz'ın dikkatini üzerimden dağıtmak için. Gerçekten de istediğim oldu, Ayaz bakışlarını benden çekip Lina'ya odaklandı.

"Uygar sen de bizimle gel. Tek başına orada oturmuşsun az sosyalleş oğlum!" Alaz okula ilk geldiğimiz gün Aksel'e neden bu okula geldiğini soran çocuğu yemeğe çağırıyordu. Biraz kalabalıklaştık sanki. Abartma ben senin yüz kişilik sofralarda yemek yediğini hatırlıyorum. Bu kez iç sesim haklı olduğu için hiçbir şey söyleyemedim.

Uygar'ın da bizimle gelmesi ile altı kişi birlikte yemekhaneye inmiştik. Okulda yemek verildiği için kantini çok kullanmıyordum. İki gün tek okula geldin, çok kullanmıyorum diyorsun tabiki kullanmazsın. Yine iç sese verecek bir cevap bulamadığım için kendimi kötü hissetmeye başladım.

Yemekhanede tekli bir sıra oluşturduk. En önde Ayaz en arkada ben ve Aksel duruyorduk. Aksel elimi tutmuştu, baş parmağıyla elimin üst tarafını okşuyordu. Bende her an biri görecek mi diye diken üstünde bekliyordum. "Korkma bu kadar sevgilim, hiç kimse bizi görmüyor." Diyen Aksel içime biraz su serpse de hâlâ tam anlamıyla korkum gitmemişti.

Sıra nihayet bana gelince yemek tabağımı elime aldım, kendime pilav doldururken Aksel de tabağıma en sevdiğim yemeklerden biri olan patlıcan tavayı dolduruyordu."Teşekkür ederim. Hâlâ unutmadın mı?" Diye sordum. Elindeki kaşığı bıraktı. "Seninle tanışmama sebep olan yemeği nasıl unuturum?" Dedi. Gülümsedim o da benim gülümsememe karşılık verdi.

Birlikte yemeklerimizi alıp Ayazların oturduğu masaya geçtik. Ben Aksel ile yan yana oturdum. Karşımda Alaz onun sağında Lina solunda ise Uygar oturmuştu. Ayaz masanın baş köşesinde oturmuştu. Keyifli bir yemek olacağını düşünüyordum.

Yan masamızda hareketlilik hissetmemle kafamı çok küçük bir açıyla yan tarafımıza çevirdim. Okulun ilk günü Ayaz'ın Alaz'ı aldatan eski sevgilisi diye tanıttığı kız ve o gün de yanında olan sarışın çocuk yan masaya oturdu. Masaya oturuken dikkat çekmek istermiş gibi sandalyelerini yere sürterek ses çıkardılar.

Çıkan ses ile birlikte bizim masada oturan herkesin başı onların masasına döndü. İstediklerini başarmış, dikkat çekebilmişlerdi. Onların yaptığı bu harekete göz devirdim. Salak insanlardan ve ilgi çekmek isteyen insanlardan her zaman nefret ederdim.

Bu kızı tanımamama rağmen nefret ediyorum. Duyduklarımız bize yetti. İç sesime bu kez de hak verdim. Zaten Alaz'a ihanet etmesi benim ondan nefret etmem için gayet yeterli bir nedendi.

"Geldi afüşte takımı." diyen Ayaz'a ben ve Uygar güldük. Aksel ve Lina olayı bilmediği için gülmediler. Aksel telefonunu açıp bir şeyler yaptı, bir kaç saniye sonra titreşime aldığım telefonumdan mesaj gelince kafamı Aksel'e çevirdim. Bana başıyla telefona bakmamı işaret edince mesaj bölümüne girdim.

Güneşsiz GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin