Hello.
Hoşgeldiniz bal peteklerim
Keyifler nasıl durumlar iyidir inşallah.
Ben nefes alıyorum buna da şükür.
Zaman çok çabuk geçiyor geldik 30.bölüme her şey sanki dün gibi. Her şey o ilk bölümü attığım zaman gibi.
Duygusallığı kesiyorum bölüme geçiyorum.
Keyifli okumalar!
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
♪Cem Adrian-Zincir♪
♪Emre Aydın-Beni Vurup Yerde Bırakma♪Bismillahirrahmanirrahim.
••••••
"İndirin silahları." Diye gürledi Kuzey. Kuzey'den aldıkları emirle silahlarını indirmişlerdi. Kuzey kendisine doğrultulmuş silaha aldırmadan babamın yanına gidip elini ona uzattı.
"İyi bir tanışma yapmamış olabiliriz enişte. Ben Kuzey. Kuzey Köksal. Çocuklarının dayısı eşinin kardeşiyim galiba bu durumda seninde kayınçon oluyorum." Dedi.
Ne bir dakika ben az önce yaşananları doğru anladım değil mi? Beni kaçırmaya çalışan adam dayımdı. Salak adam bizi kaçırmadı, hastaneye götürdükten sonra muhtemelen babanlara haber verecekti. İç ses bu kez sana katılmıyorum.
"Ne? Ahsen'in kardeşi yoktu. Ahsen tek kardeş." Dedi, babam. Bak iç ses yalan söylemiş bizi kaçırmaya çalışan oymuş. "Ablam evlendiğinde ben henüz doğmamıştım. Mahir benden iki yaş büyük, bu durum hiç hoşuma gitmiyor." Dedi, dayım. Sonunda dayın olduğuna inandın. Söylediği bu kadar şey herhalde senaryodan ibaret değildi. "Nasıl ya dayım benden küçük mü?" Dedi, Mahir abim. Abilerimden sadece Mahir abim gelmişti. Meriç abim görevdeydi, Merih abimde annemlerle kalmak için gelmemiş olabilirdi.
"Enişte hâlâ inanmadıysan nüfus cüzdanımı çıkarayım belki öyle inanırsın." Dedi, dayım. Bence çıkarmalı. Çıkart göster. Sonuçta bir çok kişi benim gibi zeki, güzel, akıllı, çalışkan birinin dayısı olduğunu iddia edebilir. Ay senin egonu yesinler. Boğazınızda kalır canım benim.
"Nüfus cüzdanını göstermene gerek yok inandım Ahsen'in kardeşi olduğuna." Dedi, babam. Şey ben galiba az önce dayımın saçlarını çekmiştim. Keşke sadece saçını çekseydik, resmen adamın ağzına sıçtık. İç ses beni utandırman yetmediyse bir tur daha devam et.
Bugün o kadar garip olaylar yaşıyordum ki neye şaşıracağımı bilmiyordum. "Ahenk nerede?" Diye sordum. Onu tamamen unutmuştum. Saçma sapan olaylar yaşıyordum, bu şokları en az bir ay atlatamazdım.
"Ahenk buradasın ya işte." Dedi, Aksel. O hiç Ahenk'i tanımadığı için kimden bahsettiğimi bilmiyordu ama babamlar kimden bahsettiğimi çok iyi anlamışlardı. "Kızım siz ikiniz ne alaka? Orada birlikte miydiniz?" Dedi, babam. Hepsi oldukça şaşırmıştı, durum zaten oldukça şaşırtıcıydı.
"Baba Ahenk sizin tanıdığınız gibi kötü biri değil, yaptığı şeyleri bilmiyorum ama bunların hepsinin bir nedeni varmış. Benim kapatıldığım depoda Ahenk de vardı, bizi kaçıran kişi ikimizi aynı yere kapatmıştı. Beni dayım kurtardı ama o hâlâ orada kalıyor lütfen onu da almaya gidelim. Şimdiye kadar çok kötü şeyler yaşamış zaten, biraz daha kötü şeyler yaşamasın." Dedim.
"Kızım emin misin iyi biri olduğuna bak seni kandırıyor olabilir." Dedi, babam. Şu durumda iyi biri veya kötü biri olmasını düşünecek değildim, bu durumda düşünmem gereken onun ve bebeğinin sağlığıydı. "Baba ben eminim ama kötü biri bile olsa onu kurtarmamız lazım orası çok iğrenç bir yerdi." Dedim. Orayı hatırlayınca gözlerim dolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşsiz Gökyüzü
Novela Juvenil17 yıldır Mardin'de yaşayan, yaptığı her hareketten yargılanan, her gün babasından şiddet gören Ahenk, zorla evlendirilmeye çalışılırken gerçek ailesinin onu bulması üzerine bütün düzenini değiştirip İstanbul'a gider. Burada üç abisi üçüzleri ve iki...