Bu bölüm bir türlü ilham gelmedi umarım güzel bir bölüm olmuştur.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar.
Bismillahirrahmanirrahim
•••••••••
Bu adam da kimdi?
Salonda oturan adama şaşkın bakışlarımı atıyordum. Daha önce görmediğime emindim ama onun beni tanıyormuş gibi bakması beni germişti. “Mahir niye öyle bakıyorsun?” Dedi, İlyas Bey. Bir dakika Mahir mi? Bu Mahir Ahsen Hanım’ın ‘En büyük abin Mahir şu anda evde yok çünkü İtalya’ya uçuşu vardı.’ Diye bahsettiği Mahir miydi? “Baba çok güzel. Anneme çok benziyor.” Dedi, Mahir. Utanmıştım.
“Annem kendini klonlamış resmen.” Dedi, Mahir. Ağzı beş karış açık kalmıştı. Bu denli şaşırmakta haklıydı gerçekten çok benziyorduk. “Eh yaptık bir şeyler.” Dedi, Ahsen Hanım. İşaret parmağını saçının teline dolayıp açıyordu. Mahir şoku atlatamamıştı, duruma Ayaz el attı. Abisini biraz sarstı. “Abi anteni hangi tarafa oynatayım?” Diye sordu. Mahir anlamamıştı espriyi ama ben anlamıştım. “Ne diyon oğlum sen?” Dedi, Mahir. Ayaz esprisini açıklamak zorunda kalmıştı.
“Abi senin sinyalin gitti ya bende senin antenini oynatıp sinyali getireceğim. Anladın mı beni?” Dedi. Mahir iğrenmiş bir ifadeyle Ayaz’a bakmaya başladı. İlyas Bey daha fazla dayanamamış olmalı ki “Otutsanıza çocuklar niye ayaktasınız hepiniz?” Dedi. Biraz tahammülsüz biriydi galiba. Galiba mı? Kendimizi kandırmayalım lütfen. “Tamam baba gerilme hemen.” Dedi, Ayaz. “Eşek sıpasına bak hele babasıyla dalga geçiyor.” Dedi, İlyas Bey yalandan bir kızgınlıkla. Ayakta dikilmeyi bırakıp koltuklara oturduk.
“Ne zaman döndün Meriç?” Dedi, Mahir. Nereden dönmüştü ki biz geldiğimizde evdeydi. “İki gün oldu.” Dedi, Meriç çok düz bir sesle. Mahir kuşkuyla “Yaralı yok inşallah.” Dedi. Meriç’in yüzünde hafif bir tebessüm oldu. “Yok elhamdülillah.” Dedi. İlk defa gülümsemişti, yanımda telefon olsaydı fotoğrafını çekerdim. Sonuçta tarihi bir olaydı. Bu söylediklerimi duysa beni tavana asacak bir potansiyel vardı adamda.
“Biz seninle tanışmadık kardeşim ben senin en büyük aynı zamanda en yakışıklı abin Mahir.” Dedi, elini bana uzattı sıkmam için insanın abisiyle tanışması bir garip oluyormuş. “Bende Ahenk dümdüz Ahenk.” Dedim, onun kendisini övmesine karşılık olarak. Elini hâlâ sıkmamıştım. Elimi uzattım ve sıktım. “Gel bir bakayım saçların gerçek mi?” Dedi. Kanepede biraz ona doğru yaklaştım. Eliyle gerçek saçlarımı gerçekten kontrol etti.
“Çok özlemişim kız seni. Sanki 17 yıldır görmüyormuşum gibi özledim.” Dedi. Kendisi espri yapmıştı ama hiçbirimiz gülmemiştik. Aksine herkesin üzerine üzüntü çökmüştü. “Gevşek ağızlı.” Dedi, İlyas Bey. Sinirlenmişti. “Abim bize Roma dondurması getirmiş.” Dedi, Ayaz. Muhtemelen ortamı dağıtmak için söylemişti.
“Aaa ne kadar güzel. Neyli aldın oğlum?” Dedi, Ahsen Hanım abartılı bir şekilde. Üzüldüğümü farketmiş hemen konuyu değiştirmeye çalışmışlardı. Bende onlara katıldım gülümsemeye çalıştım. Galiba Mahir biraz boşboğaz bir bireydi.
“Karamelli ve çikolatalı aldım sevdiğiniz gibi Ahenk sende seviyorsun değil mi?” Dedi, Mahir. Çikolataya aşık biriydim. “Çok severim çikolata ama karamelle pek aram yok.” Dedim.
“Bir buçuk hafta sonra okullar açılacak.” Dedi, İlyas Bey. Bu adamda durup durup bir şeyler söylüyordu. Sus kız baban o senin. “Açılsın.” Dedi, Ayaz geniş geniş. Meriç her zamanki hepiniz iğrençsiniz bakışlarını atmakla meşguldü. “Baba biz Ahenk’in kayıtını yapmadık.” Dedi, Merih.
![](https://img.wattpad.com/cover/364231751-288-k723097.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşsiz Gökyüzü
Novela Juvenil17 yıldır Mardin'de yaşayan, yaptığı her hareketten yargılanan, her gün babasından şiddet gören Ahenk, zorla evlendirilmeye çalışılırken gerçek ailesinin onu bulması üzerine bütün düzenini değiştirip İstanbul'a gider. Burada üç abisi üçüzleri ve iki...