5- Karşılaşma

9.1K 412 137
                                    

Keyifli okumalar ♡

Arkadaşlar, darlamak istemiyorum ama neden yorum atmıyorsunuz. Hamal mıyım ben, yorumlarınızı merak ediyorum. Ve çoğunuz yorum istediğimi bildiğiniz halde umursamazca okuyup geçiyorsunuz. Valla sadece oy atıp yorum atmadan gidenleri engelleyeceğim ramak kaldı kösdpofkgre (şaka ama yorum da atın yani, ayıp ediyorsunuz)

¤¤¤

Uzun bir süredir avcumda tuttuğum ve emanet gibi hissettiren iki yüz lirayı en sonunda taksi şoförüne verip para üstü olarak sadece bir buçuk lira aldıktan sonra ciğerlerime kesik bir nefes çektim ve indim arabadan.

Son çektiğim bursun son iki yüz lirasını az önce taksiciye vermiştim ve artık öğrenci değildim. Hesabıma her ay düzenli bir şekilde para yatmayacaktı. Çok büyük bir miktar olmasa da hatta yaptığım çoğu şeye yetmese bile yatan o burs bir şekilde bana güven veriyordu ve artık yoktu. Bu yüzden iş bulmam ve çalışmam gerekiyordu. Zorunluluktu, zorundaydım.

İçine düştüğüm saçma durum baz alınırsa milyonlarca, hatta milyarlarca kişi tarafından tanınan bir adamın teklifini kabul ediyor olmam akıl işi miydi bilmiyordum ama paraya ihtiyacım vardı. Çünkü benim ailem de zengin değildi ve anne, babamın benden sonra bütçe ayırması gereken üç küçük kardeşim daha vardı. Hatta benim bile kardeşlerime bir şekilde bütçe ayırmam gerekiyordu, ben de onlara yardımcı olursam anne ve babam iki öğretmen olmalarına rağmen çocuklarına en iyi imkanları sunabilmek için bu kadar debelenmezlerdi belki.

Okul, okul çıkışı aynı kurumda olacak şekilde çalıştıkları dershane, dershane çıkışı verdikleri özel dersler... Çok yoğunlardı, iyi para kazandıklarını ve bunu bizim için yaptıklarını biliyordum ama biraz da olsun hayatlarını yaşasınlar istiyordum artık. Annemin bize hiç düşünmeden son model  telefon alıp kendisine çok pahalı diye almaktan vazgeçtiği kabanı ona maddi durumumu düşünmeden alabilmek istiyordum.

Düşüncelerim bana ağır geldiği için birkaç kez olacak şekilde derin bir nefes aldım ve üzerimdeki ince hırkaya hafifçe sarındım. Haziran ayının başlarındaydık ve hava çok dengesizdi. Sabah neredeyse insanı soyacak derecede sıcakken akşamları fazla serindi.

"Selam." diyerek yanıma yaklaşan kişi beni her şeyden tamamen soyutlayınca irkilip etrafıma baktım. Aynı kişi ise devam etti konuşmaya. "Araba arkada, geçelim mi?"

"Ben nereden bileceğim seni sandığım kişinin yolladığını?"

Uyarıcı bir şekilde öksürdü ve gece olmasına rağmen taktığı güneş gözlüklerini hafifçe aşağıya doğru kaydırdı. "Bunu düşündüğüm için bizzat kendim geldim, gidelim mi artık?"

Donakaldım.

Gerçekten de o an donmuş gibi hissettim. Çünkü şu ana kadar, Kerem Akay'ı karşımda görene kadar her şeyin bir rüyadan veyahut oyundan ibaret olduğunu düşünüyordum. Ama ne oyunun içinde ne de bir rüyanın içindeydim. Gerçekti.

Kerem beni gerçekten de yanlışlıkla etiketlemişti ve ben şu anda gerçekten de onunla yüz yüzeydim.

Dudaklarımı birkaç kez aralayıp kapattım. Heyecanlı mıydım yoksa gergin miydim bunu bilmiyordum ama onu görmek için hazır değildim hiç değilse, bunu biliyordum.

"İyi misin?"

"İyiyim." dedim keskince. Kendimi ondan ayırıp kesik birkaç nefes aldıktan sonra gözlerimi kırpıştırmıştım. "Sen gerçek misin şimdi?"

SENDEN BAHSETTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin