21- Görüntülü Arama ve Dertleşme

2.2K 158 68
                                    

Kitabı 30-20-10 periyodunda ayırdım yani 60 bölüm falan sürecek. Bilginiz olsun.

Keyifli Okumalar <3

Yorum atarsanız sevinirim değil. Atın ayol bir zahmet skdofjfsıd it gibi oturup bölüm yazıyoruz, az emeğe saygı dslfösdfksdof

Serdar Ortaç- Yar Ayrı Gayrın mı Var?

***

Günler keyifsiz geçiyordu. Keyifsiz ve birbirinin aynısı...

İş bulmuştum. İş demeye bin şahit olan bir işti tabii. İş aradığım o acıklı günden iki gün sonra el mahkum bir şekilde bir ofiste stajyerliğe başlamıştım ve bugünle birlikte beşinci günüm de son bulmuştu. Stajyer mimar olarak girdiğim ofiste sanıyordum ki en boş pozisyon çaycılıktı. Bu yüzden patronlarım beni part-time çaycı olarak da kullanıyorlardı aynı zamanda.

"Aslı çay demle, Aslı çay getir, Aslı çayları tazele, Aslı misafirimize bir kahve..."

Bu eziyete sırf işin sonunda alacağım maaş belli olduğu için katlanıyordum bir yerde. Aylık yirmi bin lira... En iyi seçeneğim ve ilanı olan ofislerden en iyisi bu olduğu için belki iş öğrenirim umuduyla direkt başvuru yapmıştım ve anında kabul edilmiştim.

Tek sorun iş bile yapmıyor oluşumdu. Çay ocağından çıkabilsem kesinlikle bir işe yarayacağımdan da emindim aslında. Ama çıkamıyordum. Çünkü patronlarım çayı hortumlayan bir file dönüşüyorlardı ofise geldikleri ilk anda.

Bu durum da bende hırs oluşturduğu için boş durduğum her vakitte masamda kendimi geliştireceğime inandığım projeler çiziyor, yararlı kaynaklardan işime dair şeyler araştırıyordum. İşten sonra eve gidince de gece mesaimin bir kısmını buna ayırıyordum hatta. Bu şekilde çalışarak bir yere direkt reddedemeyecekleri bir proje ile gidersem beni 'çaycı' olarak kullanma ihtimallerinin azalacağını düşünüyordum.

Ama sadece düşünüyordum işte... Henüz bir gelişme kaydettiğim pek de söylenemezdi.

Üzerimdeki bütün strese ve dolmuşluğa rağmen omzuma astığım kocaman çantanın içerisindeki anahtarımı buldum hızla. Alt ve üst kilitleri de sırayla açtıktan sonra nihayet eve girebilmiştim. Bugün patronlarım aksi gibi işe erken gidip geç çıkacaklarını bana belirtmişlerdi. Onların ofiste olduğu her saatte ayak işlerini yapmak için ofiste olmam gerekiyordu bir de... Neyse ki bağlı olduğum üç kişi de birleşip üstlerinden kaldığım mesai saatinin karşılığını günlük yevmiye olarak vermişlerdi de eşek gibi çalışıyor oluşum ilk kez işe yaramıştı.

Ayakkabılarımı içeride çıkartıp kapıyı kapattım. Ayakkabıları yerden alıp ayakkabılığa koyamayacak kadar yorgun olduğum için çantayı yerde köşeye bırakıp içerisinden bilgisayarımı ve telefonumu aldım. Daha sonrasında da salondaki emektar kanepeme doğru yönlendirmiştim adımlarımı. Gerçekten fazla yorgundum.

Evimin salonunda ilerlemeye başladığımda, aklıma en yakın arkadaşımla sözleştiğim gelince istemeye istemeye de olsa orta sehpanın üzerine koydum laptopu. Onunla görüntülü konuşacaktık ve söz vermiştim. Yarın izinli olduğum için de bugüne verebilmiştim ancak sözü. Son beş günümün nasıl geçtiğini gerçekten de bilmiyordum. Tek bildiğim şey içimin dışımın çay olduğuydu. Kırk derece havada nasıl çay içtiklerini de bilmiyordum zaten, bu konu hakkında üstün yetenekleri olmalıydı.

SENDEN BAHSETTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin