9- Bir Sorun Var ama Adı Aşk Değil

5.4K 248 41
                                    


Keyifli okumalar ♡♡

Oy ve yorum istiyorum lütfen. Motive oluyorum çünkü (:

¤¤¤

Kerem'den

Sessizlik.

Bugüne kadar sessizlik beni hiç bu denli rahatsız etmemişti sanırım. Çıt yoktu. Aslı dakikalardır büyüttüğü gözleriyle bana bakıyor, muhtemelen wax ile sabitlediği saçlarını ısrarla karıştırmaya çalışıyordu.

Acaba kötü bir şey mi söylemiştim?

Önümdeki çilek kabından çekinerek birkaç çilek daha avuçladıktan sonra onları da kemirmeye başladım gergin gergin. Onca set ve onca öfkeli yönetmen görmeme rağmen ilk kez bu kadar gergin hissediyordum kendimi. Sebebi ise belliydi. Aynı havayı soluduğum ve yüzüme kızgın bir boğa gibi bakan bir kadınla dip dibeydim. Dahası, şu anda muhtemelen o kızgın boğa beni kırmızı pelerin gibi görüyordu.

"Çileklerimi bitirdin."

Ellerimin arasındaki çileği yemekle yememek arasında kalıp önümdeki tabağın içine bıraktım sakin gözükmeye çalışarak. Sakin gözüktüğüme de emindim aslında ama şu an tahmin edilemeyecek kadar da gergindim aynı zamanda. "Alırız bir kilo çilek sana." dedim düz bir şekilde. "Dert ettiğin tek şey çilek olsun."

"Az önce ne dediğinin farkında mısın sen Kerem!" Ellerini aramızdaki mutfak masasına yaslayıp öne doğru eğildi ufak çaplı bu isyanından sonra. "Beni tanıdığını söylüyorsun, sen beni nereden tanıyor olabilirsin?"

Dalga mı geçiyordu, salağa mı yatıyordu?

"Seni tanıdığımı söylemedim."

Kaşları bir yay misali havalandığında yanlış bir şey söylediğimi anlayıp oturduğum yerde kıpırdandım. Oldum olası yalan söylemeyi başarabildiğim bir noktada duramamıştım hiçbir zaman. İnsanlar oyuncu olduğum için ve başarılı bir oyuncu olduğum için her daim oyunculuk yaptığımı sanıyordu ama durum bu değildi. Ben de insandım ve üstüne üstlük duygularını belli etme konusunda asla gizlisi saklısı olmayan bir insandım.

Benim rol yeteneğim sadece kamera görünce, kamera karşısında başlıyordu. 

"Seni tanıdığımı söylemedim." dedim tekrardan. Bu sefer daha riyakar çıkmıştı sesim. "Burnuma top attın ve burnum kırıldı zamanında, yoksa herhangi bir tanışıklığımız yok."

İyice üzerime doğru eğildi Aslı. Benim bu cümleyi kurmamı bekliyormuş gibi burnumu kıskaca alan parmaklarını sakinlikle karşılayıp dümdüz bekledim sadece. "Cidden estetikli." diye mırıldandı elini yüzümden çekerken. "Nasıl kırmış olabilirim senin burnunu?"

"Kampüste voleybol oynuyordunuz." dedim dümdüz bir şekilde. Dümdüz değil de dümdüz durmaya çabalıyordum daha çok. Normal bir yaşantı sürmediğimin farkındaydım ve yanına geldiğim kızı yaşantımla fazla boğup korkutmak istemiyordum. Korkutmadığım halim ise basından sürekli kaçıyor olmaya mahkum ettiğim hâliydi işte (!) "Top benim burnuma geldi ama beklesem fark edilirim diye tüydüm, sen peşimden seslendin."

"Durmadın." diye mırıldandı Aslı fark etmiş, daha çok da hatırlamış gibi. "O sen miydin?"

"Durmadım" dedim tekrardan. "Eğer dursaydım hoş şeyler olmazdı."

"Senin benim okulumda ne işin vardı be?" 

Dudaklarımı birbirine bastırdım gülmemek adına. Komikti. Komikti ama gülmeyecektim, gülersem fazla dikkat çekerdim ve sorgulanırdım. Sorgulanırsam da işin sonu hiç iyi yerlerde bitmezdi, o konuda kendime güvendiğim pek söylenemezdi. "Kardeşim" dedim dikkatlice. Ama dikkat etmeye çalışsam da gülmemek adına kendimi sıktığım için sesim titremişti. Boğazımı temizledim kendime gelmeye çabalayarak.

SENDEN BAHSETTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin