12- Pişmanlık

6.1K 313 84
                                    


Keyifli okumalar. Bölümlerin uzunluğu sizi tatmin ediyor mu yoksa daha uzun, kısa olsun ister misiniz? Bunu belirtirseniz sevinirim.

***

"Şu anlık herhangi bir sorun görünmüyor." dedi karşımda oturuyor olan doktor gülümseyerek. Tırnaklarımı avuçlarıma batırarak ben de gülümsemeye çalıştım çaresizce. "Birkaç hafta sonrası için genel tarama da isteyeceğim ama yine de bir şey çıkacağını sanmam, kan tahlilleri temiz gözüküyor."

"Kan tahlilleri temizse gereği yok bence."

"Yine de baksak iyi olur." Bu cümle Kerem Bey'in özel isteği cümlesinin daha kibar versiyonuydu. Yine de baksak iyi olur... "Uzun süredir test yaptırmadığınız için içimiz rahat eder hiç değilse."

Herhangi bir şey söylemeden oturduğum yerde ayaklandım ve kendimi gülümsemeye zorladım. O sırada ise kapı hafifçe aralanmış, aralanan kısımdan da beni buraya getiren çocuğun yüzü gözükmüştü. Gözleri beni bulunca içeri daldı yavaşça.

"Her şey yolunda mı hocam?" diye sordu çatallı sesiyle. Kaşlarım çatıldı istemsizce. "Bir sorun varsa ben de bilmek isterim."

"Her şey yolunda görünüyor, endişe edilmesi gereken herhangi bir şey yok." Elini kaldırdı doktor sanki bir şeyi atlamış gibi. Kerem de benim az önce kalktığım yere oturup ellerini dizlerinin üzerine yerleştirmişti terddütle. "Demir eksikliğimiz var biraz ama onu da takviyeyle çözebileceğimizi düşünüyorum."

Kerem kafasını sallayıp bana doğru döndü. Gözlerimi devirdim ona. Şu aralar çok fazla sinirimi bozuyordu.

"Lara" dedi daha öncesinde hiç kullanmadığı ismimi kullanmaktan çekinmeyerek. "Beni dışarıda bekler misin? Doktorla özel olarak görüşmek istiyorum." Sorgular gibi olsam da canıma minnet olduğu için hızlı bir şekilde kapıya doğru adımladım, o esnada Kerem tekrardan konuşmuştu. "Kaçarsan bulurum, o yüzden bekle."

Kapı kolunda duruyor olan elimi sıktım istemsiz bir şekilde. Arkama bile bakmadan kapıdan çıktığımda ise kaçarsam nasıl bulabileceğini döndürüp duruyordum kafamda. Bulamazdı. Bulabileceğini söylüyordu ama çok zordu.

Yine de kaçmamayı seçip bekleme alanındaki koltuklara oturdum. Oturduktan sonra ise zihnime birden sorular üşüşmüştü. Mesela Kerem benim doktorumla ne konuşuyor olabilirdi? Ya da bunca seneden sonra neden tekrardan Ali kimliğini kullanarak karşıma çıkmıştı?

Benden ne gibi bir çıkarı olabilirdi de vakit geçirmek istiyordu?

Bu soruların hepsi kafamda dönüp duruyordu ama cevabı yoktu.

Onunla tanışma hikayemiz ise yine onun sayesinde olmuştu. Gerçekten ilginçti ama Kerem de benim hayatımda beklemediğim her yerden çıkan biriydi. Hiç beklemediğim bir anda biri onu konuşur, hiç beklemediğim bir anda biri onunla alakalı bir broşürü benim elime verir, hiç beklemediğim bir anda onu karşımda görürdüm. Kimse tanımasa bile onu saklanmış hâlinden bile tanıyor olmam bazen sapıkça gelse de tanıyordum işte, nedeni benim de henüz bulabildiğim bir şey değildi.

Ondan hoşlanmıyordum, aşık da değildim. Zaten epey ünlü biriydi, aşık olacağım segmentin epey üzerinde kalıyordu. Artık... Hayranı olabilirdim maksimum ama yaşadıklarımızdan sonra hayranıyım diyebilmek de çok zor geliyordu. On iki yaşından on beş yaşına kadar her gün telefonla konuştuğum bir çocuğun hayranı olmak ve onun beni hafızasından silmiş olması... Acınası bir durumdu.

Ona karşı hiçbir negatif düşüncem yoktu, hatta bana yaptığı şeylere rağmen iyi biri de olduğunu düşünmüştüm hep. Aslında az önce söylediklerinde, on dokuz yaşındaki bir gencin on dört yaşındaki bir çocuğa aşık olmasının imkansız oluşunu söylemesinde de, haklıydı. Ama kendime yedirememiştim işte küçükken. Belki de ilk kez sevildiğimi hissettiğim bir anda aldatıldığımı düşünmüştüm.

SENDEN BAHSETTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin