Carlos'dan:Lando'dan onay alır almaz ince dudaklarına yapıştım. Sanki hiç öpmemiş gibi, hiç o dudaklar benim olmamış gibi öpüyordum. Yeniden ve yeniden; aynı tada bakıp benim olduğunu hatırlamak büyük bir zevkti.
Onu belinden iyice sıkı tuttum, benden kaçmasını istemedim çünkü bu dakikadan sonra kendime hakim olabilir miydim.. bilmiyorum.
Kollarını boynuma doladığında elim çoktan gömleğinin düğmelerine gitmişti. Vahşilik yaparak açabilirdim ama bir toplantı masasının üstünde olduğumuzu varsayarsak Lando'mu zor durumda bırakmak istemezdim.
Onu masanın en ucuna doğru çekerken dudaklarım nefessizlikle ayrıldı ve direkt boynuna yöneldim. Acı parfüm kokusunun en yaygın olduğu ve vücudunda bağımlı olduğum yerlerden tek bir tanesi.
O acılık ona öyle güzel yakışıyordu, beni kendine öyle bağlıyordu ki.. sarhoş olmamak elde değildi. Kendine sarhoş ediyordu beni, güzel yeşilleriyle parlak parlak bana bakarken...
"Durmamı istiyor musun Lanno?" Ağzımdan alışık olmadığım bir hırıltıyla kelimeler dökülürken kafasını hızla iki yana salladı.
"Devam et.. lütfen.."
Dudaklarım yerinde durmuyordu, daha fazlasını talep ediyor vücudunun her yanına bir iz bırakmak istiyordu. Lando öpücüklerim altında inleyerek kıvranırken açık kalan karnına baş parmağımla baskı yaptım.
Elimin altındaki kaslar teker teker gerilirken hareketlenmiş ve bileğimden yakalamıştı beni. Arzudan parıldayan baygın yeşilleri üstümde dolaştı. Birkaç saniye onun bakışları altında ezilmiştim.
"Sen niye giyiniksin ki? Hm? Niye beni bundan mahrum bırakıyorsun?" İşaret parmağını göğsümün tam ortasına bastırdığında çenemi eğip gözlerimi kırpıştırarak ince parmağına baktım.
"Görmek istiyorum, benim olanı."
Lando ben bir şey diyemeden gömleğimi yırtıp kenarıya attığında gerçekten ama gerçekten şaşırarak baktım ona. Bunu hiç beklemiyordum.
"Vaah... seviyorum buraları..." Beni ensemden tutup kendine yaklaştırdı serbest eliyle göğsüme dokunmak için. Ben hâla yırttığı gömleğimin şaşkınlığını yaşıyordum.
Bu sefer onun dudakları şaşkınlığımı alıp götürürken boynumu ısırmasıyla tısladım ve ona baktım. Gülümseyerek işine devam ediyordu. Ona alan tanımak için başımı biraz geri yatırdım.
Zevkle boynumun tadını çıkarıyor arada aşağılara inerek göğüslerime de öpücükler konduruyordu. Hatta elleriyle yumuşak dokuyu hissetmek için yoğurup sıkıyordu.
Garip bir istekti ancak dokunuşları altında bir şey diyecek söz bulamıyordum. Ki bir şey de diyemem ya zaten.
"Haa... rüyamdan daha iyi hissettiriyor.."
Bu ne oluyordu şimdi?
Ne rüyasından bahsediyordu?
Lando havanın rahatlığına kapılıp ağzından kaçırdığı şeyi fark edince hızla geri çekildi ve masanın üzerinde biraz geriye gitti. Esmer yanakları al al olmuş, söylediği kelimenin mahçupluğuyla sıkıca gözlerini kapatmıştı.
Görmese bile gülümsedim ve ona yaklaştım bir adım atıp. Aralık bacakları sayesinde dizimin biraz üstü masanın kenarına değdiğinde ellerimi onun iki yanına koyup yüzüne doğu eğildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nunca
FanfictionHiçbir zaman.... Bazı insanlar için uzun bir kelime, bazıları için çok kısa bir vakit.. Ama Lando için, imkansızdan da öte.. Hiçbir zaman; lisede Carlos Sainz'in zorbalıklarının bitmeyeceğini bilen Lando, ilerde babasınının rakibi olan şirkette Ca...