Yazardan:"Lan bırakın beni! Nişanlımı görmek niye bana uğursuzluk getirsin!?"
Genç adamın kükremesi bütün villada yankılanırken kendi odasında hazırlık yapan nişanlısının onun bu haline güldüğünden habersizce Lucas'ın ve Boris'in kollarından sıyrıldı hızla.
Bu seferde kollarından kurtulduğu Lucas ve Boris'in yanına, Alex ile Arrhur'da eklenmiş çıkacağı kapının önüne sırayla dizilmişlerdi set halinde omuz omuza. Ortada kalan Arthur üstlerine yürüyen genç adama elini uzattı dur dercesine.
"Ama patron inanç bu yönde. İki dakika beklesen ne olacak sanki?"
"Susayım susayım diyorum ama illaki konuşturacaksınız beni. Zaten damatlıkları birlikte seçtiler görse ne fark edecek?" dedi Dominic bıkkınlık dolu sesiyle.
Damadın sağdıçları olarak siyah rengi uygun görmüşlerdi ve hepsi siyah süitlerinin içinde Carlos'un karşısında diziliydi şimdi. Max ve Charles ise konukları karşılamakla meşgul oldukları için bu kargaşadan uzaktaydılar.
"Dominic'te olmasa destekçim olmayacak! Yahu çekilin şu kapının önünden!"
Koruma gibi kapının önüne dizilen dörtlüyü omuzlarından kenarıya çekmeye çalışsada güçlü cüsseler bir gram hareket etmedi yerlerinden. Carlos'un arkasındaki Dominic bu cürete gülmeden edemedi.
"Ayı gibi adamları çekmeye çalışıyorum ya bende. Bakın canı gönülden söylüyorum, çekilin ulan!"
"Çekilmezseniz kürt damarı tutacak. Benden söylemesi."
"Ya Oscar ve Daniel'den tam emir aldık. Yapamayız."
"Lucas! Senin patronun ben miyim yoksa o iki zırdeli mi?!"
"Patron.. onlarda eşinin arkadaşları ama." dedi Alex, onlara sinirle bakan genç adamı nasıl zapt edeceklerini düşünüyordu bir yandan.
"Doğru dedin. Lanet olsun! Bu yaptığınız maaşlarınıza yansır ha!" Carlos gerçekten sinirlenmeye başlıyordu.
"Bizi hep böyle tehdit ediyorsun.." Lando'nun varlığı dolaylı yoldan geçmiş olsa bile sakinleşen adama hayıflanarak söylendi Boris.
"Patron. Burada duracağına söz ver. Allah aşkına bak beş dakika, beş dakikacık ya. Parmaklarımla da sayayım mı?" Lucas sağ elindeki baş parmağını sol elinin avucuyla kapattı ısrarla sallayarak.
"Gidip diğer işlerle ilgilenmemiz lazım. Lütfen dur burada. Hem Lando'da seni görmek istemiyor." dedi Boris.
Ama Carlos dışında hepsi biliyordu ki bu büyük bir yalan..
"Gerçekten mi.."
Genç adamın morali aniden dağılırken dik omuzları dudaklarını büzmesiyle düştü. Kapının önünden yavaş hareketlerle çekilip arkasını döndü ve onun için ayrılan koltuğa attı kendini.
Üzüntüyle bacaklarının üstünde birleştirdiği eliyle oynamaya başladı. Dominic Boris'e dönüp baş parmağıyla boğazını kesme işareti yaptı. Çünkü biliyorlardı ki yalan ortaya çıktığında hiçbirinin başı işten kalkmayacaktı.
"Biz çıkıyoruz patron."
Carlos hiç Alex'in lafına oralı olmadı. Pamuk şekeri elinden alınmış çocuk gibi oturuyordu öylece. Dokunsanız ağlardı belki de.
Kapıda dizilen dört adam odadan çıktığında geriye Dominic kaldı, o da çıkmadan önce döndü koltukta oturan genç adama. Aralarında onu en iyi tanıyan kendisiydi, her ne kadar uyaracak olsa da.. başına geleceği biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nunca
FanfictionHiçbir zaman.... Bazı insanlar için uzun bir kelime, bazıları için çok kısa bir vakit.. Ama Lando için, imkansızdan da öte.. Hiçbir zaman; lisede Carlos Sainz'in zorbalıklarının bitmeyeceğini bilen Lando, ilerde babasınının rakibi olan şirkette Ca...