Never.

265 24 67
                                    


Lando'dan;

Beynimin derinlikleri beni uyanmaya ittiğinde gözlerimi araladım yavaşça. İlk buğulu olan görüntüm daha sonra netleşmeye başladı. Nerede olduğumu çözmeye çalışırken Daniel'in o içten kahkahası kulaklarımı doldurdu.

Eşek herif.. onun yüzünden buradaydım ancak o at gibi kişniyordu.

Hatırıma düşen birkaç şeyle yüzümü buruşturdum. Neden bilinç altımda onu hatırlıyordum?

"Ayı mısın nesin Allah aşkına bir sus Danny."

"Aha! Kazazedemiz uyanmış."

Sedyede dikelmeye çalışırken babam bana yardım etmişti sağolsun. Daniel güler yüzüyle beni karşıladığında, Oscar dümdüz yüzüyle bana bakıyordu.

"İyi misin oğlum?"

"İyiyim baba. Beni kim getirdi?"

Az çok tahmin edebiliyordum kim olduğunu. Çünkü düştükten sonra çok silik birkaç anı vardı beynimde.

"Carlos.. Carlos getirdi seni."

Cevabını bilsemde.. şaşırtıcıydı.

"Nasıl..?"

"Sen iddayı kaybedip malzeme deposuna gittin. Eldivenlerin olduğu yere ulaşayım derken düşmüşsün sanırım. Bu sırada da Carlos seni bulmuş. Bizim saftirik bir hademe var ya, kulaklıkları takılıymış duymamış sizi, kapatmış kapıyı üstünüze. Baya geçti aradan ben baktım sen yoksun dedim buna bir şey oldu. Zor bela kapıyı açtırdığımızda Carlos içerdeydi kucağında baygın yatıyordun işte."

Şaşkınlıkla, konuşan Daniel'i dinlesemde devam etmesi için kafamı salladım.

"Uzun süredir baygın olduğunu söyleyince endişelendik doğal olarak. Carlos hastaneye gitmemiz gerekiyor diyince beden hocası yanaşmadı ama o ne bizi ne de beden hocasını hiç iplemedi. Seni hastaneye kadar kendi elleriyle getirdi."

Vay be Carlos.. bunu kesinlikle beklemiyordum.

Neden peki?

Neden onca şeyden sonra böyle dikkatli davranmıştı benim için?

"Sen uyanmadan bir saat önce ayrıldı."

Oscar daha da kafamı karıştıran bir not ekleyince babama baktım. O sadece olan biteni tekrardan dinliyor öylece duruyordu. Carlos'u sevdiğini biliyordum. Aramızdaki çatışmayı hiçbir zaman onaylayan birisi olmadığı için bu yakınlaşmamız onun hoşuna gitmişti belkide.

Gerçi çokta yakınlaşma denmezdi ya buna. Yardımlaşma desem daha doğru olurdu.

"Lando. Yeme bozukluğuna bir çare bulmamız lazım."

"O yüzden mi uyanmadım?"

"Uyanamadın."

Babam bana şefkatli gözlerini çevirdiğinde dudaklarımı büzdüm. Buda annemin bende bıraktığı ikinci bir travmaydı işte.

"Kafanı çarptığın için bayılmışsın ancak vücudun yeterli dirence sahip olmadığı için uyanamamışsın. Carlos o yüzden bu kadar endişelenmiş."

Ha birde endişelenmişti!

Bu şey gittikçe karmaşıklaşıyordu.

"Nerede o?"

"Bilmem. Biz anca yeni gelebildik. Okuldan çıkamadık ne yazık ki."

"Ben buraya geldiğimden beri yanındaydı Lando. Arkadaşların geldikten sonra gitti."

NuncaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin