Yazardan:Yanındaki garip hareketlilik onu uyanmaya zorladı. Kahve gözleri ağır ağır açıldı ve birkaç saniyeliğine tavanda asılı kaldı. Bedeni o kadar yorgundu ki, dinlenmesi için bir ay falan uyuması gerekiyormuş gibi hissediyordu.
Boğazındaki kuruluk diline batarken yataktan doğruldu ve yanında garip bir şeyler mırıldanan sevgilisine çevirdi kafasını. Lando adeta uykusunda ağlıyor, hıçkırıyor ve sessiz çığlıklar atıyordu. Dışardan gören bir kimse gence karabasan musallat olduğunu düşünürdü. Ancak durum ondan da kötüydü.
Carlos kalbine yüklenen endişeyle gerildi. "Lanno? Lanno, uyan." Sevgilisini dürtüklesede bileğinin sertçe tutulması dışında tepki alamamıştı. Terli alına yapışmış kumral saçları parmaklarıyla geriye yatırdı yavaşça. Belki ufak dokunuşlarla onu uyandırabilirim, diye düşündü.
Hatta içten gelen güzel dürtüyle sevgilisinin dudaklarına eğildi ve küçük bir öpücük kondurdu. Kendince bir işe yaradığını zannederken yüzüne yediği sert tokatla oturduğu halde sendeledi ve yanağını tutarak şokla geri çekildi. Lando'nun korkuyla açılmış yeşilleri dolu dolu ona bakıyordu.
Birkaç dakikayı ikiside anlamlandıramadı. Lando kabus görüyordu ve Carlos onu uyandırmak istemişti. Ama bu isteği düşüncesizliği yüzünden geri tepmiş, mükemmel bir tokat hediye etmişti ona.
Lando endişeyle yutkundu. Oluk oluk ter akıtmış, dudakları kupkuru olmuştu. Yüzü ağladığı için ıslak, vücudu korkudan kaskatı kesilmişti. Kabusunu anlatmasına gerek bile yoktu, o adamı görmüştü. Ona eziyet eden, ruhuna derin yaralar açan adamı.
"Carlos.. ben.. özür dilerim." Kendisi kadar şaşkın olan sevgilisi ona uzandı ve hâla titreyen bedenini kendine çekip sıkıca sarıldı.
"Sorun yok Lanno. Düşüncesizlik ettim, asıl ben özür dilerim."
Genç adam terli kumral saçlara öpücükler kondurdu. Bu hatayı yapmaması gerekiyordu, bu boşluğa düşmemesi gerekiyordu. Sevgilisini iyi hissettirmesi gerekirken çuvallıyordu adeta.
Ama becerememişti, uyuya kaldıkları ilk sabahında hatasını yapmıştı.
"Lanno. Affet beni."
"Sorun değil.. ben.. sanki.. o ana gitmiş gibiydim.."
Saklamaya çalıştığı ağlaması tekrardan geri gelince bu sefer Carlos'da dayanamadı. Lando her ne kadar onun ağlamasını da garipsese de sakinleşebildiği bedene daha sıkı sarıldı.
Belki on, belki yirmi. İkili omuz omuza rahatlayana kadar yatağın ortasında sarmaş dolaş ağladılar. Onları ayırabilecek bir güç yoktu ve Carlos o an ant içmişti. Bu işin içinde kimin eli varsa hepsinden sevgilisinin gözünden dökülen her bir yaş için ayrı ayrı intikam alacaktı.
"Merak etme Lando. Sana acımadan dokunan ellerin hiçbirine bende acımayacağım."
Fısıltıyla söylediği cümleler karışılıksız kalıp havada asılı kaldı. Lando onun göğsünde huzurlu bir uykuya dalmıştı tekrardan. Bu sefer nefesleri düzgün çıkıyor, vücudu titremiyordu.
Lando'yu yavaşça yatırdı, uyanmamasına dikkat ederek. Hâla bornozuyla duruyordu çünkü akşam uyudukları gibi uyanmışlardı, kendisi de pantolonu ve gömleğiyle duruyordu. Bu nedenle üstünü değiştirme gereksinimi duymadı.
Yerde bıraktığı kıyafetleri eline aldı ve huzurlu bir uyku çekmeye başlamış olan sevgilisine giydirdi nazikçe. Kendi tişörtü içinde kaybolmasını ve sanki hissetmiş gibi burnuna kadar çıkarmasını zevkle izlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nunca
FanfictionHiçbir zaman.... Bazı insanlar için uzun bir kelime, bazıları için çok kısa bir vakit.. Ama Lando için, imkansızdan da öte.. Hiçbir zaman; lisede Carlos Sainz'in zorbalıklarının bitmeyeceğini bilen Lando, ilerde babasınının rakibi olan şirkette Ca...