Lando'dan:"Konuş hadi, bizi buraya niye topladın?"
Oscar tepkisiz ifadesine rağmen merakını bastıramadığı bir tonda mırıldandı. Daniel'de onun karşı sandalyesinde otururken hızla kafasını salladı onayladığını gösterircesine.
Son üç haftada yaşanan ve ani gelişen olayları onlarla paylaşamamıştım. Bu yüzden bir gün ayarlayıp buluşmak istedim onlarla. Beni kırmamışlardı ve bugün buluşmuştuk hoş bir kafede.
Öğlenin biri olduğu için güneş fazlasıyla yakıcıydı ancak ara sokağın verdiği gölge bizi serinde tutuyordu oturduğumuz masada. Elimde sadece limonata vardı, ondan bir yudum aldım ve başlamadan önce onlara baktım.
Ruh hallerini ölçtüm yavaşça, ne olur ne olmaz diye. Çünkü Carlos'un geri dönüşünü söylemek kolay olmayacaktı.
Onunla yeniden görüşeli, yani o toplantıda göreli, tam tamına üç hafta olmuştu. Sayıyor musun diye soracak olursanız..
Evet sayıyordum garip bir şekilde.
Derin bir nefes aldım onları daha fazla bekletmemek adına. Onlarda kendilerini hazırlamış dikkatlerini tamamen bana odaklamışlardı.
"Carlos.. geri geldi."
"Hangi Carlos?"
"Kaç tane Carlos var Danny?"
"Heee.. senin yavuklu... oha amına koyayım o nerden fırtladı!?"
Oscar ile ona gülerek göz devirmiştik. İnsanları, hatta sevmediği insanları, pek aklında tutmazdı ki Carlos'un altı senedir adı geçmediği için aramızda, unutması gayet normal geliyordu bana.
"Ketçap işte, boşuna koymadım bu lakabı."
Oscar kendiyle gurur duyarak konuştuğunda gülümsememi saklayamadım. Pek yargılamış, sinirlenmiş gibi durmuyorlardı. Ne de olsa.. zamanında fazla kinlenmiştik ona.
"Ee derdi neymiş peki? Kendi senin ayağına geldiğine göre, bir şeyler var demek ki."
"Öyle denmez aslında Oscar. Çok şey anlattı."
"Ha konuştunuz bir de!?"
Daniel şaşırarak vücudunu sandalyeden ayırmıştı, Oscar bile gözlerini iri iri açmış bana bakıyordu. Pot mu kırmıştım?
Galiba öyle olmuştu.
"Eeee... şey..."
"Ney? Cazibesine dayanamadın mı?"
"Sence önemli olan cazibe mi Danny! Konuşmuşlar! Carlos kandırmış işte bunu!"
Daha benim anlatmama izin vermeden kendi fikirleri hakkında tartışmaya başlamışlardı. Açıkçası çok şaşırtıcı değildi çünkü haklılardı. Carlos'un burnunu yerlerde süründürmem gerekiyordu.
Ki planım zaten hazırdı. Carlos fena bir özlem tufanındaydı ve ben kendimi ne kadar geri çekersem o kadar alevleniyordu. Nereye kadar dayanırdık bilmem ancak ondan kaçacaktım.
Asansörde yaşananları saymıyoruz ama!İstisnalar kaideyi bozmazmış nasılsa.
"Ya susun bi! Kandırmaca falan yok!"
Ben böyle tepki verince ikiside sustu ve bana geri döndüler.
"Gitmesinin iki sebebi var. Bir ailesi iki ben."
"Ne kadar açıklayıcı.."
"Sus Oscar. Lafım bitene kadar konuşmuyorsun."
"Ama-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nunca
FanfictionHiçbir zaman.... Bazı insanlar için uzun bir kelime, bazıları için çok kısa bir vakit.. Ama Lando için, imkansızdan da öte.. Hiçbir zaman; lisede Carlos Sainz'in zorbalıklarının bitmeyeceğini bilen Lando, ilerde babasınının rakibi olan şirkette Ca...