Carlos'dan:"Lannooooowwwww!"
"LANNO!"
"Lando?"
Atlaya zıplaya geldiğim ofisin kapısını açtığımda kavak yelleri esiyordu içerde. Gözlerimi kırparak onun boş koltuğuna baktım.
Tamam belki Adam ile birlikte olabilirdi. Sabah babasıyla çıkmıştı erkenden, adliyeye gideceklerdi. Onlar için Lewis'le konuşup bir görüşme ayarlamaya çalışmıştım ve iki gün sonra bir boşluğu olduğunu söyleyip beni kırmamıştı.
De.. gün boyu orada olacak hali yoktu ya.. neredeydi benim Lando'm...?
"Sainz?"
"Bay Stella! Lando'nun nerede olduğunu biliyor musunuz?" Koridorun sonunda beliren adama baktığımda kafasını iki yana salladı. "Telefonuna ulaşamıyorum. Senin şirketin alımı için belge imzalaması lazım, bulamıyorum."
"Off.. Adam peki?"
"Lando ile öğleden sonra ayrılmışlar. Puf olup uçtu desek yeridir."
Yanıma geldiğinde öfleyerek kafamı cam duvara yasladım. Canım sıkılmıştı şimdi.
"Deme öyle bak kalp var bende."
"Bir de bayıl istersen Feriha? Kalk hadi kalk, bulalım şu çocuğu."
"Sanki kaçırdılar he. Dediğin şeye bak."
Bay Stella bana 'sen salak mısın' bakışı atarken bıkkınca inleyip, başımı cam duvara hafifçe vurarak geri çekildim.
"Babana rest çektin diye tehlikesi azalmış değil. Kendine gel Carlos, fırtına öncesi sessizlik bu."
"Felaket Tellalı gibisin aynı. Bayılcam şimdi."
"Senin gibi bir ayı kürdü tutamam ben, o kadar güçlü değilim."
"Allah aşkına kürt ne ya? Dominic mi öğretiyor sana bunları?"
"Ya susta yürü!"
Bay Stella kolumdan tutup önüne doğru ittirdiğinde çocuk gibi omzumu silktim ve ilerlemeye başladım. Niyeyse kötü düşünmek istemiyordum.
•
İki saat sonra
Carlos'dan:
Ofisin içindeki kasvetli hava içime içime işliyordu. Lando'nun kayıp haberi hepimizi ezip geçerken başımda felaket bir dönmeye sebep oldu. Başımı tuttum, sanki tek bir dokunuş baş dönmemi iyileştirecekmiş gibi.
Halbuki devam ediyordu ve ben dengemi sağlayamıyordum. "Lanet olsun.."
"Hey! Dikkat etsene oğlum." Adam koluma girip bana destek olmuştu benim ayakta kalamayacağımı fark ettiğinde. Yardımıyla koltuğa oturdum. Başımı geriye yaslayıp gözlerimi kapattım.
"Kimse hiçbir şey bilmiyor. Babanızın adamları gün boyu yerinden bile hareket etmemiş efendim. Bu babanızın işi değil."
Dominic tepemde bir şeyler anlatırken kafamı salladım sadece. Konuşmaya halim yoktu, Lando'nun ortada olmayışı beynimdeki o küçük yaratığı fena halde tetikliyordu.
"Waker? Waker olabilir mi?" dedi Bay Stella endişesini bastırmaya çalıştığı sesiyle. Lando'yu küçüklüğünden beri koruyup kollardı, aralarında baba-oğul kadar yakın bir ilişki vardı.
"O da aynı şekilde. Hatta burada değil kendisi, Fransa'da iki günlüğüne."
"Nerede o zaman bu çocuk? Yer yarılıp içine girmedi ya?"
![](https://img.wattpad.com/cover/368750948-288-k351084.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nunca
Fiksi PenggemarHiçbir zaman.... Bazı insanlar için uzun bir kelime, bazıları için çok kısa bir vakit.. Ama Lando için, imkansızdan da öte.. Hiçbir zaman; lisede Carlos Sainz'in zorbalıklarının bitmeyeceğini bilen Lando, ilerde babasınının rakibi olan şirkette Ca...