54. Tebrikler
Kar. Kar fırtınası.
Dünya bembeyazdı. Bunun da ötesinde, cesetler daha belirgin bir kırmızı ışıkla yayılmıştı. Muhafız kıyafetleri giyen insanlar kısa süre sonra kıpırdanıp Kyrie'ye doğru yürümeye başladılar.
"Gelmeyin."
Kyrie geri çekildi ve yere düştü. Çıplak ayakları donuyordu. Cesetler uluyordu.
"Bunu neden yaptın?"
Kyrie başını şiddetle salladı.
"O ben değildim!"
"Neden beni kurtarmadın?"
"Ben de denedim!"
"Efsanevi Lord'un böyle biri olduğunu biliyordun."
"Ben, ben...!
"Bizi sen öldürdün! Sorumluluğunu alamayacağın bir şeye neden elini sürdün?"
Sonunda cesetlerin elleri Kyrie'ye ulaştı. En yakındaki cesetle göz teması kurdu. Bu Aaron'ınkiydi.
"Ahhhhh!"
O anda Kyrie uyandı. Bir an için gözlerini kocaman açarak kaskatı kesildi.
"Ugh, ugh...."
Terden sırılsıklam olan ve zorlukla nefes alan Kyrie alnında bir elin durduğunu hissetti. Başını çevirdiğinde karşısında o ürpertici soğuk gülümsemesiyle gülümseyen Nathaniel vardı. Elini yavaşça Kyri'nin alnından çekti.
[Bir kabus gördün.]
Rüyasında ona dokunan soğuk el Nathaniel'in eli olmalıydı.
Geceyi daha sıcak hissettiren hafif bir gülümseme verdi. Kyrie kabusun içinde savrulan bir kadına bakarken bunun iyi bir bakış olup olmadığını bilmiyordu.
"Neden...... neden buradasın?"
[Hâlâ şafak vakti, biraz daha uyumaya çalış Kyrie Buchanan.]
"Burası oda mı..?"
[Senin odan.]
Kyrie boş gözlerle Nathaniel'e baktı. Mor gözleri amaçsızca titriyordu. Nathaniel Kyrie'ye meraklı ve nazik bir bakışla baktı.
Yatağın yanındaki eğri bacaklı sandalyeye oturdu. Pencereden gelen ay ışığının altında Nathaniel gecenin kendisi gibiydi.
[Biraz daha uyu.]
"......."
Kyrie anlamsızca tavana baktı.
"Rüya.... Bu doğru."
[Doğru.]
Bu rahatlatıcı. Kyrie nefesini yuttu ve elleriyle gözlerini kapattı.
Son zamanlarda ne zaman uyusa kâbus görüyordu. İçerik hep aynıydı. Cesetler vardı, ona kızıyorlardı, Kyrie kaçıyor ve bahaneler uyduruyordu ama sonunda yakalanıyordu. Sonra Nathaniel uzaktan bastonuyla sahneye gülümsüyordu.
"Bunu ben yapmadım......."
Kyrie aniden mırıldandı.
Sözlerini söyler söylemez ellerini gözlerinden çekti ve boş bir yüzle tavana baktı.
'Az önce ne dedim ben......?'
Bu çok garipti. Uyanıktı ama yine de bir rüyadaymış gibi hissediyordu. Belki de Nathaniel yanında olduğu içindi. Ya da bu gerçekten gerçek miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obey Me
RomanceO zaman, nişanlısı Veliaht Prens tarafından terkedilmiş kendi özgür yolculuğuna çıkma hakkı tanınmıştı. Fakat. [Merhaba.] O uyanmıştı, hayır, o onu uyandırmıştı. [Ben Nathaniel.] Dedi. [Buradaki insanlar bana 'Son' der.] Kış kralı gibi güzel bir ada...