42*Şaka*

586 72 26
                                    


Arkamızda bulunan iki erkek şaşkın bir ifadeyle bize bakarken biribirimize sarılarak özlem giderdik. Elly ve ben hizmetçi-soylu ilişkisine sahip olmaktan ziyade arkadaş gibiydik.

Sarılmayı bırakarak geri çekildiğimiz zaman kocası olan kişi yanına merakla gelip sordu.
"Onu tanıyor musun?" hemen elini omzuna atarak onu kendisine çekmişti. Fazla sahiplenici bir tavrı vardı. Ancak Elly'e değer verdiğini anlamıştım. Giderken Elly'de yanımda götürecek olmam onun için üzücü olacaktı. Ama eminim ki sonunda bu duruma alışırdı.

"Elbette tanıyorum. O daha önce hizmetçisi olduğum prenses." dedi bana gülümserken. Gözümde biriken yaşı silerek ben de ona güşümsedim. Umarım eşi yanlış anlamazdı. Sonuçta buranın efendisi oydu ve eşinin hizmet ettiği kişi olmam bana düşmanca bir tavır sergilemesine sebep olabilirdi.

"Ama biz ondan da öte arkadaşız." dedim kuş adama bakarak. Kuş adam diyip duruyordum ama türlerinin bir ismi var mıydı? Kafamda bunu Elly'e sormam gerektiğini düşünürken bir anda Elly'nin çığlık atmaya başlamasıyla neye uğradığımı şaşırdım.

"Neler oluyor?" diye sordum korkuyla. Ancak sonra kafama dank etmişti. O arkamda duran tonlarca ağırlıktaki ejderhayı daha yeni fark edebiliyordu.

"Elly sakin ol." dedi ona sıkıca sarılan kuş adam. O sırada Kaden şaşırmıştı. Elly'den böyle bir tepki beklemediği aşikardı. Hadi ama Kaden seni en son gördüğünde beni kaçırıyordun. Sence böyle bir tepki vermesi normal değil mi?

Elly kocasının kollarına yığılırken olanları bir gösteriyi seyredermiş gibi izliyordum. Tamam da bu kadar korkacak ne vardı? Altı üstü bir ejderhaydı yani. Elly görmeyeli tuhaflaşmıştı belliki. Belki de hamilelik hormonlarındandı bilemiyorum.

"Üzgünüm Kaden ama başka zaman görüşmemiz gerekecek." derken Elly'i kucağına almıştı bile. Onun için fazlasıyla endişelendiği aşikardı.

"Sorun değil Kızıl Kaplan sonra görüşürüz." dedi Kaden ve beni pençesiyle tutarak havaya kaldırdı. Kaden uçmaya başladığında kocası da Elly'i çadıra götürmüştü. Aslında onunla biraz daha sohbet edebilmeyi istemiştim. Ama bu mümkün olmamıştı.

"Üzülme Katherine onu yine görmeye gelebilirsin." dediğinde Kaden, aşağıya bakmayı bırakarak ona döndüm. Gözlerimin içine şevkattle bakıyordu. Benim duygularımı bu şekilde anlayabilmesi fazlasıyla hoştu.

"Evet görmeye gelebilirim. Sadece onu burada bulacağım aklıma hiç gelmezdi. Her şey çok hızlı gelişti, onunla biraz daha konuşmak istiyordum." derken hayal kırıklığına uğradığımı belli etmiştim. Eski bir dostu görmek iyi hissettirmişti. Burada Kaden'dan başka bildiğim kimse yoktu ve her şey normalde olandan daha farklıydı.

"Evet benden korkmasaydı bayılmayacaktı." düşünceli bir şekilde bunları söyledikten sonra bir an  duraksadı.
"Sence ben o kadar korkunç mu görünüyorum?" meraklı ses tonuyla bunu sorduğunda gülmeden edememiştim. Ejderhadan elbetteki korkmuyordum. Ama canım onunla biraz eğlenmek istiyordu.

"Kaden bu ne biçim soru böyle?" diye sorusuna soruyla karşılık verdiğimde bu tepkimi beklemediğim için şaşırmıştı. Ona bir kaç saniye baktıktan sonra sesimi acıklı bir hale getirmek için zorladım.

"Hayatımda gördüğüm en korkunç varlık sensin." derken bir yandan da trajik bir şekilde elimin tersini alnıma bastırdım.

"AAhhh bana bir şeyler oluyor. Bu korkunç canavarın görüntüsüne zavallı bünyem daha fazla dayanmayacak." derken dramatik bir şekilde bayılıyormuş gibi yaparak ejderhanın beni tutan prnçesine uzandım. Prensestim artık drama kraliçesi de olmuştum(!)

Ejderhanın TutsağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin