*29* Yıkılan Hayaller

10.3K 861 200
                                    

Gözlerimden firar eden yaşların ardı arkası kesilmezken bir hizmetçi yanıma gelerek koluma girdi ve beni perişan halde oturuyor olduğum yerden kaldırdı. İçimde yaşadığım hayal kırıklığının etkisiyle babama yalvarmaya hazır halde ıslak gözlerimle bakarken onun ölüm saçan öfkeli bakışlarıyla karşılaşmıştım. Şu an ne söylersem söyleyeyim beni dinlemeyecekmiş gibi bir hali vardı. Ancak neler olduğunu bilmesem de William'ı hapse attırmasına kesinlikle izin veremezdim. 

"Baba-" diyerek mırıldandığım esnada çarçabuk sözümü kesmişti. Ondan böylesine güçlü bir tepki beklemediğim için korkulu gözlerle bakarken neden bu kadar kızgın olduğunu anlamaya çalışıyordum.

"Katherine kendine gel sahtekar bir adam için mi döktüğün tüm bu göz yaşların?!" öfkeyle söyledikleri arasında takıldığım tek nokta 'sahtekar bir adam' kısmı olmuştu. Sahtekar derken ondan mı bahsediyordu?

"Baba bana açıklama yapman gerekiyor... Kocamı öylece alıp götürmelerini emre demezsin!" fazla sesimi yükseltmeyi istemesem de dayanamayarak ben de onun gibi bağırmıştım. Daha bir kaç dakika önce evlenmiş olsak da William sonuç olarak benim kocamdı. Ve ben de her ne kadar onu yalnızca iki aydan beri tanıyor olsam da kocama karşı güzel duygular besliyordum. 

"Katherine seninle bu kadar insanın önünde tartışmayacağım!" gözlerini yumarak burun kemerini sıkarken onun da en az benim kadar stresli olduğunu görebiliyordum. Ancak yinede susmaya niyetim yoktu benim için bu kadar önemli bir günde bana bunu yapan kişi babam da olsa hesap soracaktım. 

"Baba bana açıklama yapmadan konuyu kapatmana izin vermeyeceğim!" diye bağırarak konuştuğum sırada kuzenim Edward aniden yanımızda bitmişti. Onun yüzünde gördüğüm endişeli ifadesiyle burada neler olduğunu bildiğini anlamam uzun sürmemişti.

"Kuzen biraz sakinleşmen lazım, sonrasında sana neler olduğunu anlatacağım." yumuşak bir sesle kolumdan tutarak çekiştirdiğinde kaşlarımı çatarak ona dönmüştüm. Tam tahmin ettiğim gibi neler olduğundan haberi vardı. 

"Hayır sakin falan olamam bana neler olduğunu hemen anlatacaksınız!" diyerek tekrardan öfkemi dışa vurarak bağırdığım esnada elleri arasında ki kolumu çekerek kurtarmaya çalışıyordum. 

"Ah Edward lütfen götür onu." babam bıkkın çıkan sesiyle konuştuktan sonra karşı çıkmama bile fırsat vermeden Edward beni sürüklemeye başlamıştı.

"Bırak beni!" diye bağırdım ve kolumu elleri arasından kurtarabilmek için debelenmeye devam ettim. Ancak nafileydi, ne yaparsam yapayım işe yaramıyordu.

"Edward sana diyorum çek elini!" tekrar tekrar bağırarak çırpındığım esnada beni zerre umursamadan peşinden sürükleyerek kilisenin dışına getirmişti beni de.

"Katherine bağırıp çağırmayı kes artık! Bizi insanların içinde rezil etmekten başka bir şey yapmıyorsun!" aniden bana dönerek çıkıştığında bunu beklemediğim için afallayarak ona baktım. Edward, ne olursa olsun her zaman yanımda olduğunu sandığım kuzenim bana bağırmıştı... Hem de benim çok zor bir durumun içinde olduğumu bilip destek olması gerektiği bir zamanda. Tüm sinirimle ona yaklaşarak ateş fışkıran gözlerimi onu parçalamak istercesine gözlerine diktim.

"Evlilik yeminimi edip imzamı attıktan sonra kocamı yaka paça götürterek bana ne yapmış oluyorsunuz sevgili kuzenim(!) Sence ben onca insanın içinde rezil olmadım mı?" karşılık olarak bütün öfkemi kusarcasına bağırdığım sırada yanımıza yaklaşan ayak sesleriyle yumruklarımı sıkarak geri çekildim. Sakin olmalıydım insanların içinde ailemizi rezil etmek ve onlara dedikodu malzemesi vermek dışında bir şey yapmıyordum şu durumda. 

Ejderhanın TutsağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin