*14* Sorunlar

13.1K 971 114
                                    

Kaden'la rengarenk Amber çiçekleri arasında geçirdiğimiz bir kaç saatlik zamanın ardından beni alıp tekrar mağaraya dönmek istemişti. Ancak ben ısrarla karşı çıkarak bunu istemediğimi söylemiştim. Evet ilk defa ejderhaya karşı çıkmam bir işe yaramıştı ve beni dinlemişti. Şu an ise ormanın içinde birlikte yürüyüş yapıyorduk. Normalde olsa yaşadığım ana konsantre olup ormanın güzelliklerinin tadını çıkartarak yürürdüm. Ama kafam o kadar doluydu ki etrafımı inceleyebilecek durumda değildim. Acaba babam bir ejderha tarafından kaçırıldığımı öğrenmiş miydi? Öğrendiyse durumu nasıldı, benim için endişelenmiş miydi? Evet bu çok saçma bir soru olmuştu. Benim yaşayıp yaşamadığımı bile bilmiyordu ki endişelensin... Orada olanlar büyük ihtimalle benim ejderha tarafından kaçırıldıktan sonra vahşice öldürüldüğümü düşünmüş olmalıydılar. Babam da bu şekilde düşünüyordur muhtemelen. Hatta benim için saçma sapan cenaze töreni düzenlikten sonra içinde bulunmadığım bir tabutu formaliteden gömmüş bile olabilirlerdi. Zira beni aramak için gelen gidenin olmamasının başka açıklaması olamazdı.

"Güzelim daldın gittin bir sorununun mu var?" ejderhanın meraklı sorusuyla gerçekliğe dönerken kafamı kaldırarak benimle yan yana yürüyebilmek için hızını iyice düşüren ejderhaya baktım. Parlak yeşilleri her zaman olduğu gibi yine benim üzerimdeydi.

"Ah bir sürü sorunum var hangi birinden bahsedeyim sana?" derince iç çekerek başladığım konuşmamda her ne kadar başta ejderhaya bir şeyler anlatmak istemesem de paylaşabileceğim kimsem olmadığı için ona anlatmaya karar verdim. Belki durumumu anlayıp insafa gelirdi ve beni serbest bırakırdı. Ancak bu konuşmayı yaparken ejderhayı kızdırmamaya özen göstermem lazımdı. Çünkü Kaden normalde her ne kadar yumuşak bir kişiliğe sahip olsa da öfkelenince kendini kaybediyordu.

"Hepsini baştan sona anlat güzelim dinlemek istiyorum." olduğu yerde aniden duraksayarak ilgili ses tonuyla konuştuğunda ben de durdum. Güneş hafifçe batarken ejderhanın gölgesi önüme düşmüştü. Ne kadar da büyük ve kudretli duruyordu, benim gölgem onun gölgesi içinde kaybolmuştu... Oysa ki gerçekte de bu şekilde değil miydi? Ben her zaman gücü karşısında yok oluyordum.

"Kaden bir ailen var mı?" sakince sorduğum sorudan sonra yüzümü ona dönerek başımı kaldırdım. Beni anlayabilmesi için öncelikle bir aileye sahip olması gerekiyordu. Hem ejderhalarda aile kavramının olup olmadığını da merak etmiştim.

"Nereden çıktı şimdi bu?" soruma soruyla kaşılık verirken gözlerini kaçırmıştı. Aile konusunun onun hassas noktası olduğunu anlamak verdiği tepkiden ötürü zor değildi. Ancak benim durmaya niyetim yoktu.

"Sorunum bununla ilgili Kaden lütfen sadece cevap verir misin?" keskin bir dille konuştuğumda kaçırdığı gözlerini tekrar üzerime çevirdi. Sanırım sert konuşmamdan rahatsız olmuştu, bunu bakışlarından anlayabiliyordum.

"Evet vardı!" aniden çıkışmasıyla yerimden sıçradım, bunu beklemiyordum. Öfkelenmesine sebep olacak bir şey yapmadığımın bilincinde olarak kafamı salladım. Bir kaç tane daha soru sorarak ailesiyle arasında ne olduğunu anlamak istiyordum.

"Peki... Onlar hala hayattalar mı?" ejderhanın aksine yumuşak ses tonuyla sorduğum soruya karşın bıkkınca nefes alarak beni onayladı. Tam ağzımı açarak sorularıma devam edeceğim sırada sözümü kesti.

"Katherine ailemle alakalı başka soru soracak olursan cevaplamayacağım haberin olsun." öfkeli sesini işittiğimde onu daha fazla kızdırmamak adına sustum. Çünkü o sinirlendiği zaman bir şekilde acısını ben çekiyordum.

"Bazılarının aksine ailesine düşkün olan biriyim! Ama şansa bak ki ailemi göremiyorum... Nedenini soracak olursan da bir ejderhanın beni kaçırıp gitmeme izin vermeyişi!" kinayeli çıkan sesimle gözlerine dik dik baktığım ejderhanın yeşillerinde oluşan sislenme fırtınanın habercisi gibiydi. En son gözlerinden böyle bir ifade geçtiğinde beni neredeyse öldürüyordu.

Ejderhanın TutsağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin