Rahatça uyuduğum yerde izleniyormuş hissi içimi doldururken rahatsızca kıpırdadım. Gözlerimi yorgunluktan ötürü zorla açmayı başarırken bana tepemden dik dik bakan ejderhayla karşılaşmayı beklemiyordum. Dün yaşadıklarım bir bir aklıma düşerken ona karşı içimde hala güvensizlik ve korku olduğunun farkındaydım. Ancak şu an için elimden gelen yoktu. Ejderhaya kaçmayı başarana dek bir şey hissettirmemem lazımdı.
Doğrularak oturdum ve zoraki bir tebessümle;
"Günaydın Kaden." diye konuşmaya çabaladım. Ancak ejderhanın karşısında konuşurken sesim içime kaçmış gibi oluyordu. Ejderha bana dik dik bakmaya devam ederken içimde endişe tohumları filiz vermeye başlamıştı. Boğazımda oluşan yumruya karşın yutkunarak tekrar konuşmak için kendimi zorladım.
"K-kaden bir sorun mu var? Bana neden öyle bakıyorsun?" diyerek fısıldadım. Karşımda duran ejderha vahşi bir hayvanın avına saldırmadan önce ki son bakışlarıymış gibi bakıyordu bana. Hızla yerden doğrularak ayağa kalktım. Gözlerimi hiç bir şekilde ejderhanın parlak, keskin gözlerinden alamıyordum.
"Zavallı insan seni yemeyeceğimi düşünecek kadar safsın." Ejderhanın insafsızca söyledikleri kalbimin hızla çarpmasına sebebiyet verirken can havliyle koşmak için harekete geçtim. Ama daha adımımı atamadan ejderhanın upuzun kuyruğu bir yılan edasıyla bedenime dolandı. Çığlık çığlığa kuyruğundan kendimi kurtarmak için çabalarken ejderha beni ağzının dibine getirmişti.
"K-kaden y-yalvarırım yeme b-beni." Hıçkırıklarım arasında konuştuğum kelimeler belli belirsiz duyulurken yakarmaya devam ediyordum. Tanrım lütfen ben bu şekilde ölmek istemiyorum, sonum böyle olamaz...
"Üzülme Katherine iyi bir amaca hizmet edeceksin... Benim karnımı doyurmak için canını vereceksin." Ejderha son sözlerinden sonra kıkırdarken ben hala bir umut kurtulmak için çabalıyor; debelenip canımı bağışlaması için yalvarıyordum. Ancak ejderha bir anda kocaman ağzını açtı ve devasa büyüklüğe sahip sıra sıra keskin dişlerini ortaya çıkardı. Dişler birer inci tanesi gibi gözümün önünde parlarken ben de artık acı kaderine teslim olmuş kurban gibi eylemlerime son vermiş put gibi kalakalmıştım. Son göreceğim şeyin ejderhanın beni daha rahat sindirebilmesini sağlamak amacıyla bedenimi binlerce küçük parçaya bölecek dişleri olacağını düşünmemiştim. Aslında bu şekilde canlı canlı yenerek öleceğim aklımın en uzak köşesinden bile geçmemişti.
Gözlerimden akan yaşlar sicim gibi yanağımdan süzülürken burnumu çektim ve ejderha o anda hızlı bir hamleyle üzerime doğru atıldı. Korkuyla gözlerimi sımsıkı birbirine bastırırken son çığlığım da ağzımdan firar etmişti. O anda her şey karanlığa büründü...
...
"KATHERİNE!"
Çığlıklar eşliğinde yattığım yerden sıçrarken boğulmak üzereymişim gibi derin derin nefesler alıyordum. Gözlerim dolmuştu ve ben açtığım anda bir iki damla yaş yanağıma doğru süzülmüştü. Elimi şiddetle çarpan kalbimin üzerine götürürken sakinleşmek için çabalıyordum. Ulu tanrım! Gördüklerimin hepsi korkutucu bir kabustan ibaretmiş. Ancak o kadar gerçekçiydi ki bir an için o yeni bilenmiş kılıçtan farksız dişlerin bedenimi parçaladığını hissettiğimi sandım.
"Katherine iyi misin?" endişe dolu ses tonuyla sorulan soruya karşın kafamı hafifçe aşağı yukarı sallamakla yetindim. Gördüğüm kabusun etkisinden çıkamamıştım, kafamı kaldırıp ona bakabilecek cesareti bulamıyordum kendimde. Eğer dönüp bakarsam bana saldıracakmış gibi hissediyordum.
"Katherine, güzelim yüzünü görmeme izin ver hadi." kibar bir beyefendi gibi rica etmişti, üstelik ismimi de çok güzel söylüyordu... Ama bunların hiç biri beni yiyecek olduğu gerçeğini değiştirmiyordu, rüyam da olsa bile. Başımı önüme eğerek hızla iki yana salladım. Tek istediğim daha fazla ısrar etmeden yanımdan uzaklaşmasıydı. Bu kabustan sonra onun yüzüne tekrar bakacak cesareti bulabileceğimi de pek sanmıyordum.
Elimle üzerime ne zaman örttüğünü bilmediğim mavi ve çiçek desenli yorganın kumaşıyla oynarken yanımdan uzaklaşması için bekledim. Ancak o çekip gitmek yerine kuyruğunu bana doğru yaklaştırdı. İstemsizce kasılırken avucum arasında bulunan kumaşı sıkmaya başlamıştım. Kuyruğu bir yılan gibi süzülerek yüzümün yakınında durdu. Ne yapmaya çalıştığını anlamazken kafamı kaldırıp yüzümün dibinde duran kuyruğunun ucuna baktım. Aniden kuyruğuyla çenemin yanından kavrarken bunu beklemediğim için geri çekilecek fırsatı bulamamıştım.
"Senden bir şey istediğimde yerine getir olur mu ufaklık?" Kuyruğuyla başımı kendi bulunduğu yöne doğru havaya kaldırdığında ona bakmak zorunda kaldım. Bakışlarım korktuğum keskin yeşillerle kesiştiğinde istemsizce yutkundum. Tıpkı rüyamda olduğu gibi tepemden dik dik gözlerime bakıyordu. Benden bir cevap beklediği açıktı ve sesi de olumsuz cevap kabul etmeyecek kadar sert çıkmıştı.
"Tamam." dedim ürkekçe kafamı sallarken. Yapacağı herhangi bir hareketten ölesiye korkarken bakışlarımı ondan bir an olsun ayıramıyordum.
"Neden bana öyle bakıyorsun?" diye sordu, sesi daha deminkinin aksine yumuşamıştı. Beklemediğim sorusuna karşın afalladım. Harika ne diyecektim ben şimdi? Rüyamda beni canlı canlı yediğini gördüm ve şimdi de beni yemenden ötürü korkuyorum. Bu şekilde açıklamam eşeğin aklına karpuz kabuğu sokmaktan farksız olurdu.
"B-ben ş-şey nasıl bakıyormuşum ki?" diye sordum bilmemezlikten gelmeye çalışarak. Tanrım, lütfen daha fazla üstüme gelmesin yoksa ağlamaya başlayacağım.
"Bakışlarında ki korkuyu görebiliyorum Katherine ve inan bana benden korktuğun için böyle bakman hiç hoşuma gitmiyor." Konuşurken sesi sanki hayal kırıklığına uğramış gibi çıkmıştı. Ne yani benim ondan korkuyor olmam onu gerçekten bu kadar üzüyor muydu? Cevap veremezken derin bir nefes alarak;
"Rüyanda benim adımı söyleyerek 'lütfen yapma' diye sayıkladığını duydum. O kadar dalgın uyuyordun ki defalarca uyandırmaya çalışmama rağmen zorla uyandın. Şimdi söyle bana Katherine benimle ilgili rüyanda ne gördün?" Gözlerimi bir an için kaçırırken sorusuna nasıl cevap vereceğimi bilemedim. Üstelik yalan söylediğimi de bir şekilde anlıyordu. Sonunda gerçekleri anlatmaya karar verdim.
"Kaden rüyamda acımasızca b-beni yiyeceğini gördüm. O-o kadar gerçekçiydi ki keskin dişlerini tenime batırdığını bile hissettim." görüş açım bulanıklaşmaya başladığında gözlerimin tekrardan dolmaya başladığını anlamıştım. Ağlamamak için gayret ederken burnumu çekerek konuşmaya devam ettim. Eminim şu anda burnum kıpkırmızı olmuştu.
"Kaden s-sana yalvarıyorum... Ne olur beni öldürmeden yeme...B-ben dişlerin arasında parçalanarak ölmek istemiyorum." Bunları söylerken bir kaç kere hıçkırıklarım lafımı bölmüştü. Ancak yinede sonunda söylemek istediğimi söylemiştim. Ben acı çekerek ölmek istemiyordum, hatta herkes gibi yaşlanıncaya dek yaşamak istiyordum.Masum bakışlarımla Kaden'a bakarken ürkek bir halde vereceği tepkiyi bekliyordum.
"Ah güzelim böyle bir şey yapabileceğimi nasıl düşünürsün? Hem de sana..." derken sesi ve bakışları acı çekiyormuş gibiydi. Çenemde bulunan kuyruğunu yanağıma getirdi ve orayı kavrayarak okşarmışcasına hareket ettirmeye başladı. Yanağımda yaptığı hareket beni sakinleştirirken gözlerimi kapatarak hissetmeye çalıştım. Pullu kuyruğu tuhaf hissettirmenin yanında aynı zamanda gıdıklıyordu da.
"Bir daha ağzından bu kadar korkunç sözlerin çıktığını duymak istemiyorum, özellikle de benimle ilgili. Şu dünyada zarar vermeyeceğim benden korkmaması gereken yegane kişisin sen." Söylediklerine inanmak isterken buldum kendimi... Doğruyu söylediğine, bana gerçekten de zarar vermeyeceğine inanmak isterken.
Anın büyüsünden çıkmaya çalışarak gözlerimi araladığımda bakışlarım ejderhanın parlak yeşil gözleriyle kesişti. Hangi ara kafasını eğerek bana bu kadar yaklaştığını anlayamasam da gözlerinden geçen duygu ben de şevkat hissi uyandırmıştı.
Yanağımda ki kuyruğunu kaydırarak sırtıma getirirken yelpazeyi andıran burnunu saçlarıma yaklaştırmıştı. Ne yapacağını bildiğimden öylece kalırken arkamda bulunan kuyruğunu beni biraz daha kendine yaklaştırmak için kullandı.
"Ufaklık saçının tek teline zarar gelmesin diye Dünya' yı kül edeceğim yegane varlıksın sen!"
BÖLÜM SONU
5.19 (08.01.2020)
Selam arkadaşlar erken kalkıp sizin için bölüm yazmak istedim, umarım beğenmişsinizdir. Beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapması unutmayın. Seviyorum sizi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderhanın Tutsağı
FantasyBen kralın biricik kızı, krallığımızın yegane prensesi Katherine Bloom'um. Her zaman ne istersem elde etmiştim. Kralın kızı ve aynı zamanda tek çocuğu olduğum için bana hiç bir zaman saygıda kusur edilmemişti. Haliyle durumlar böyle olunca azıcık da...