SATIR ARASI YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN LÜTFEN
İYİ OKUMALAR💞Yattığım yerden bir hışımla sıçrayarak doğrulduğumda neler olduğunu algılamaya çalışıyordum. Derin derin nefesler alıp verirken paniklemiş halde çevreme baktım. Ancak bulunduğum yer karanlık olduğu için net bir şekilde göremiyordum.
Aklımda varlığını sürdüren kötü anılarla birlikte korkuyla etrafıma bakarken ejderhanın bir yerlerden çıkma ihtimaline karşı tetikteydim. Ancak gözüm karanlığa alışmaya başladığında fark ettiğim gerçek afallamama sebep olmuştu. Etrafta bulunan eşyaları artık rahatlıkla seçebiliyordum ve benim kaldığım odanın olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Ne yani onca yaşadığım şey saçma sapan bir kabustan mı ibaretti?!
Ağrıyan başımı ellerim arasına bastırırken bir yandan da düşünüyordum. Sanırım hazırlandıktan sonra havanın kararmasını beklerken yatağımın üstünde uyuyakalmıştım. Yaşadığım stres sonucunda da fazlasıyla gerçekçi tuhaf bir rüya görmüştüm. Zaten düşününce mantık dışı olan çok fazla olay vardı. Bunların en başında William'ın ejderhaya dönüşerek Kaden olması geliyordu elbette. İki ay gibi azımsanamayacak kadar fazla zaman dilimi boyunca Kaden'ın yanında kalmaya mahkum olmuşken sonrasında geçen bir ayda onu aklımdan çıkartmakta epey zorlanmıştım. İster istemez ne durumda olduğunu sorgularken buluyordum kendimi. William olmasaydı belki de uzun süre boyunca zihnimi meşgul ederdi ejderha... Ancak şimdi yanımda William'da yoktu. Güzel duygular besleyerek evlilik yeminimi ettiğim adamı yaka paça götürüp zindana atmışlardı.
Aklıma üşüşen üzücü görüntülerle birlikte boynumda ki kolyeyi tutarak yerimden kalktım. Şu an gereksiz bir rüyanın üzerinde kafa yorarak zaman kaybediyordum. Acilen William'ın yanına gitmeli ve onun nasıl olduğunu kendi gözlerimle görmeliydim.
Hızlı adımlarla kapının yanına giderek elimle kola uzandığım sırada kapı çalınmadan açıldı. Hiç beklemediğim şekilde babamın gaz lambasının ışığında parlayan yüzüyle karşılaştığımda irkilerek geriye sıçramıştım. Bu saatte onun burada ne işi vardı?
"Baba!" yakalanmışlığın verdiği heyecanla sesim yüksek çıkmıştı. Tanrım bu saatte hazırlanıp nereye gitmekte olduğumu babama nasıl açıklayacaktım?
"Katherine araba hazırlandı, hemen şimdi gitmen gerekiyor." söyledikleriyle birlikte açıklama yapabilmek için uydurduğum bahaneleri kenara iterek afallamış bir ifadeyle ona baktım. Babam az önce gitmemden mi bahsetmişti?
"Baba sen ne demek istiyorsun? Nereye gideceğim ki ben?" şaşkınlığımı belli edercesine ellerimi iki yana açarak konuştuğumda babam aniden kolumdan tutarak hızla yürümeye başlamıştı. Tabi o sırada beni tuttuğu için bende peşinden sürükleniyordum.
"Açıklayacak zaman yok, yürüyelim." neden bu şekilde davrandığına anlam veremiyordum. Yüzünde ki ifade ve davranışlarından bir şey için endişelendiği belliydi. Ancak ne için?
"Neler olduğunu bana anlatır mısın?" diye sordum sakinliğimi korumaya çalışırken o sırada merdivenlerden inmeye başlamıştık.
"Batı'ya geri dönüyorsun. En kısa zamanda ben de senin yanına geleceğim." söyledikleri kaşlarımın çatılmasına sebep olurken anlamaya çalışıyordum. Her zaman ejderhayı bulup kendi elleriyle öldürdükten sonra rahat edeceğini söylerdi. Bu yüzden de kendi krallığımıza bu bir ay içinde hiç geri dönmemiştik. Normal şartlarda yaptığımız ziyaretler iki haftayı geçmezdi. Üstelik bu da politik konularda kararlar alınacağı zamanlarda olurdu... En sonunda babamın vazgeçeceğini bilsem de bir anda bu kadar hızlı olmasını beklemiyordum.
"Ama baba-" diye söylendiğimde sözümü keserek beni susturdu.
"Sonra olan her şeyi anlatacağım ama şimdi gitmen lazım, tamam mı benim güzel kızım?" Hangi ara geldiğimizi anlayamadığım at arabasının kapısını uşak açarken babam elimi tutarak güvenli bir şekilde oturmamı sağladı. Kafamı aceleyle pencereden uzatarak ona baktım. Babam elini kaldırarak arabacıya hareket etmesi için komut verdiğinde artık yapabileceğim bir şeyin olmadığını fark etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderhanın Tutsağı
FantasyBen kralın biricik kızı, krallığımızın yegane prensesi Katherine Bloom'um. Her zaman ne istersem elde etmiştim. Kralın kızı ve aynı zamanda tek çocuğu olduğum için bana hiç bir zaman saygıda kusur edilmemişti. Haliyle durumlar böyle olunca azıcık da...