Borda, boğazlı, kolsuz üstümün yakasını çekiştirdim.
Her ne kadar yanımdaki Okan Bey'i dinlemeye çalışsamda karşımda deli danalar gibi top oynayıp koşturan adam buna pek izin vermiyordu. Hatta bilerek yaptığına bile emindim. İnadına yapıyordu çünkü saatler öncesinde kavga etmiş üzerinde ikimizde tek kelime konuşmamıştık. Ve beni etkilemek için her şeyini ortaya koyuyor gibi oynuyordu. Başarıyordu da.
3 SAAT ÖNCE:
Sakince arabamı sürerken Barış'da yan tarafta telefonuyla ilgileniyordu. Ancak birden telefonumun çalması ekran malum ismin belirmesi ve Barış'ın bakışlarının bana dönmesi bir olmuştu.
"Açmayacak mısın Sayın Savcı'nın telefonunu?" dedi alayla.
Derin bir nefes aldım. Açmazsam daha kötü olurdu. O yüzden aramayı onayladım, "Günaydın Savcım."
"Günaydın Alev. Neredesin?"
"Arabadayım Savcım. Erkek arkadaşımla."
Güldüğünü duydum, "Nerdesin dedim Alev."
Yan tarafımdaki Barış'a baktım. Fazlasıyla gergin duruyordu.
"Adliyeden baya uzaktayım Sayın Savcım. Önemli bir şey mi var?" dedim çekinerek. Çekiniyordum çünkü yanımda bir bomba oturuyordu.
"Hayır."
"O zaman?" sormadan edemedim.
"Kahve içelim diyecektim." bilerek yapıyordu köpek. Barış'ın yanımda olduğunu bildiği için yapıyordu.
"Anlamadım neden?"
"Her zaman yaptığımız gibi avukat. Her sabah yaptığımız gibi Alev." pislik.
Boğazımı temizledim. Adliyeye gidip kafasını kıracaktım gerçekten. İğrenç biriydi.
"Savcım sabah sabah saçmalamaya başladığınıza göre kapatıyorum. Size kolay gelsin." cevabını beklemeden yüzüne kapattım ve yanımdaki adamın bacağına elimi koyacakken tersiyle beni itti.
"Çek elini," güldüğünü duydum, "Her sabah eski sevgililerinle kahve içiyor musunuz ya Avukat Hanım?!" alaylı konuşuyordu.
Başımı dik tuttum, "Sen buna inanıyor musun gerçekten Barış? Bilerek yaptığını görmüyor musun?"
"Bilmem adliyede bulunan ben değilim nasıl olsa? Ne yaptığını bilemem."
Aniden ona baktım. Tepkimi ölçmek ister gibi bana bakıyordu bana.
"Sen şaka mısın? Ya sen bana açık açık söylesene ne geçiriyorsun aklından?" sesim yükselmeye başlamıştı.
"Sabahın köründe adamın biri sevgilimi arıyor evet bu çok normal iş arkadaşın der geçerim. Ancak lavuk 'Alevcim her sabah yaptığımız gibi kahve içelim' derse benim şarteller atar tamam mı?!"
"Bir bok parçasının iki çift lafına inanarak sevgilim dediğin insana iftira atıyorsun alttan alttan. Ve içten içe ona inandığını dile getiriyorsun!"
"İnandığım falan yok!"
"Bok yok geri zekalı! Dediğin cümleler normal mi? Bilerek yapıyor çünkü mutlu olmamı istemiyor tamam mı? Her zaman yaptığını yaparak elimi attığım her şeyi benden almak istediği için yapıyor! Çünkü benimle uğraşmak zorunda tamam mı? En ufak mutluluğuma engel koymayı sevdiği için yapıyor. Hatta biz böyle kavga ederek ona istediğini veriyoruz biliyor musun? Ama evet devam et böyle!" arabayı tesise sokarak park ettim, "Beyefendiye bak, şarteli atarmış!"
YOU ARE READING
Touched • Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Kızım senin benim aklımla zorun mu var?" "Var ulan var! Senin aklınla zorum var! İşim gücüm yok ya benim zaten senin aklınla zorum var!"