+18 bölümdür. Rahatsız olacaklar direkt bölümü atlasın lütfen!
~
Barış'ın evinin önünde durmuş açık olan ışığa bakıyordum. Evde olmasına şaşırmıştım çünkü bugün doğum günüydü. Hatta Kerem ve Mert'den öğrendiğime göre onun için büyük bir parti düzenlemişlerdi. Ancak kendisi partiden erken ayrılmıştı.
Aslında bugün buraya neden geldiğimi biliyordum. Birazdan kapıyı çaldıktan sonra yapacağımı yapacak sonra gidecektim. Belki de gitmeyecektim, her şey kafamda çok aniden gerçekleşiyordu.
Zili çaldım daha fazla düşünmeden. On saniye sonra kapı açılmıştı. Kapıda beni görmesi ile kaşlarının şaşkınlıkla havalanması bir olmuştu. Bir şey demeden beni süzdü. Vücudumu saran kahverengi bir etek ve beyaz gömlek vardı. Topuklu ayakkabılarımda cabasıydı. Onu süzdüm. Eşofman ve tişörtü ile karşımdaydı. Çok önce gelmiş olmalıydı eve çünkü mis gibi şampuan kokuyordu.
Daha fazla dayanamadım elimi ona uzatarak göğsünden ittim.
"Bir şey mi ol-" cümlesini tamamlamasına izin vermedim. Onu yarıda kesen şey kırmızı dudaklarım olmuştu. Aylar sonra dolgun dudaklarını hissetmemle derin bir nefes aldım burnumdan.
Dudaklarımız sadece birbirine yapışık bir şekilde duruyordu. Karşılık vermemesi ya da bir adım atmaması ile geri çekilerek dolu gözlerle ona baktım. Sadece bana bakıyordu.
"Ben özür dilerim, bunu yapmamalıydım. Unutalım olu-" ben konuşurken dudaklarını bana öyle bir hızla yapıştırmıştı ki dişlerimizin birbirine değmesi ile acıyla inledim.
Eli belime giderek beni sıkıca kendine yasladı. O çok sevdiğim saçlarının arasına daldırdım parmaklarımı ve okşadım. Boşta kalan eliyle kapıyı çarparak kapattı ve beni kapıya yasladı. Alt dudağımı iki dudağının arasına alarak çekiştirdi, "Devam edersek durmam. Pişman olmanı da istemem." diye konuştu yanağıma dudaklarını sürterken.
Ellerimi omzuna koyarak kıyafetinin üzerinden yapılı bedenini okşadım, "Olmayacağım pişman falan. Sadece devam et." dememle tekrardan dudaklarıma yapışması bir olmuştu. Sert öpücüklerini devam ettirirken elinin biri eteğime gitti ve fermuarını indirdi. Eteğin bacaklarımdan kaymasını fırsat bilerek bacaklarımla onu kenara ittirdim ve omuzlarından destek alarak kucağına zıpladım. Bekletmeden kalçamdan tuttu ve etimi sıkmasıyla inledim. Dillerimizi birleştirdi bu sefer. Dili ağzımın her köşesinde dolaşırken içeriye doğru yürüdü. Kalçamdan bir elini çekmesiyle kafamı geriye çektim ve ona baktım. Elini salondaki masanın üzerine attı ve ne varsa yere doğru savurdu. Gerçek bir hayvandı.
Yere düşen birkaç aile resmine baktım, "Barış, çerçeveler kırıldı!" diye şokla ona baktım.
O ise beni asla takmadı ve masaya bıraktı bedenimi, "Yenisini alırım," demesine kalmadan öpüşmekten şişmiş ve fazlasıyla ıslak olan dudakları boynuma ilişti. Ona yer açmak için kafamı geriye attım ve saçlarına tekrar tutundum. Tenimi emiyor ve ısırıyordu. Belki iz kalacaktı ancak gram umrumda değildi. Ne yapsa yeriydi şu an. Ellerim tişörtüne ulaştığında ne istediğimi anlamış olacak ki geri çekildi bana fırsat vermeden bir hamlede çıkartarak yere savurdu. Bakışlarımı bedeninde gezdirdim. Kasları daha da belirginleşmişti. Elimi uzatarak tırnaklarım ile baklavalarına dokundum ve orada gezindim. Bakışlarımı ona çevirdim. Ela gözleri bana öyle bakıyordu ki üzerime atalayacak aslandan farkı yoktu. Tırnaklarım bu sefer adonisini ve eşofman çizgisini bulduğunda sırıtmayı bırakmış tek hamlede elimi ittirerek tekrar dudaklarımı esir almıştı. Parmakları gömleğimi buldu ve düğmelerini çözmeye çalıştı. Çözmeye çalıştı diyorum çünkü ikimizde o kadar aceleciydik ki hiçbir şeyi beceremiyorduk. Birden o sesi duydum, gömlek düğmelerimin etrafa yayılma sesini, "Buraya bu cesaretle geleceksen neden gömlek giyerek geliyorsun? Beni delirtmek için mi? Beni zaten aylardır delirttin!" diye söylendi.
![](https://img.wattpad.com/cover/373350932-288-k735332.jpg)
YOU ARE READING
Touched • Barış Alper Yılmaz
Fanfic"Kızım senin benim aklımla zorun mu var?" "Var ulan var! Senin aklınla zorum var! İşim gücüm yok ya benim zaten senin aklınla zorum var!"