33

2.2K 133 168
                                    

+18 bölümdür. Rahatsız olanlar bölümü direkt atlayabilirler❤



~

Otelin bahçesindeki kocaman koltuklarda oturuyor bir taraftan da kitabımı okurken şarabımı içiyordum. Bacaklarımı bağdaş yaparak arkamdaki yastıklara daha çok yaslandım ve kafamı kaldırarak ona baktım.

Bahçede hepsi toplanmış futbol oynuyorlardı. 7/24 top oynayabilecek nasıl enerjileri oluyordu gerçekten anlamıyordum.

Ardından Barış ile göz göze geldiğimde yanındaki Semih'e birkaç bir şey söyledikten sonra bana doğru geldi. Baştan aşağı süzdüm onu. Giydiği deniz şortu hâlâ üzerindeydi. Üstünde ise kolsuz bir siyah tişört vardı.

Yanıma gelmeden önce yerdeki sulardan birini alıp içti. Keşke sadece içseydi. Birden suyun hepsini başından aşağı dömesiyle tek yapabildiğim iç çekmekti. Gerçekten sınırlarımı zorlayan hareketleri vardı. Bazen nefes alması bile buna dahildi.

Dibime doğru geldi ve yanıma attı kendini. Buna karşılık bacaklarımı topladım, ona sırnaşmak adına yaklaştım. Kolunu omzuma atarak mümkünmüş gibi beni daha çok kendisine çekti ve şakağımdan öptü.

"Sıkıldın mı?" dedi öperken.

Elimdeki kitabı yan tarafa attıktan sonra boşta olan elimle çıplak bacağını okşadım, "Hayır, kitap okudum."

"Bizimle top oynamalıydın." dedi rahatça.

Güldüm ve yanağından öptüm, "Ben toptan ne anlarım acaba? Herkes bildiği işi yapsın topçu." dememle o da gülmüş dudağıma küçük bir öpücük kondurmuştu. Ona tekrar bakmamı sağlamak adına diğer eliyle çenemden kavradı ve göz göze gelmemizi sağladı. Elaları saniyelik koyulaşırken yüzümde gezindi gözleri.

"Seni özledim. Seni nasıl özlediğimi anlatacak kadar da kelime bilgim var. Sadece sana var." diye fısıldadı.

Kurumuş dudaklarımı ıslatmak adına yaladım, "Şarabı bitirdikten sonra bana neden oda turu yaptırmıyorsun sevgilim?" onu deli dehşet özlemiştim.

Güldü, kafasını koltuğa yasladı, "O odanın her yerinde seni sikeceğim bu gece." dedi gülerek ve omzumda olan eliyle çıplak tenimi okşadı. Şarabın etkisinden tenimde gezinen parmakları bile beni deli edebilirdi.

"Barış abi gelsene ya!" diye Semih'in söylenmesini duyduğumda güldüm.

Barış ise derin bir nefes alarak onlara yandan baktı, "Odaya çıkacağız. Alev yoldan geldi, yorgun," diye kestirip attı. Sonra bana döndü, "Harbi yorgun değilsindir inşaallah." dedi tüm ciddiyetiyle.

Omuz silktim, "Yorgun olmam çok umrunda mı sanki?"

"O kadar da düşüncesiz değiliz çok şükür."

"Yorgun olsaydım?" dedim tüm arsızlığımla.

Eli kimseye görünmeden belimin arkasından indi ve kısa şortumun üzerinden kalçamı avuçladı, "İki elleşir bırakırdık. Sonra sana sarılarak uyurdum."

Güldüm, "Hem azgın hem tatlı olmayı nasıl beceriyorsun acaba?" şarabımdaki son yudumu aldım.

Buna karşılık elimdeki bardağı önümüzdeki masaya koydu, "Dört dörtlüğüm işte. Git şükür namazı falan kıl." elimden tutup beni kaldırdı.

Gittiğimizi gören ilk Semih olmuştu, "İyi geceler size." diyen Semih'e güldüm. Barış'a hayran gibi bir hali vardı, haksızda sayılmazdı.

"İyi geceler," dedim Barış'ın aksine beni çekiştirirken.

Touched • Barış Alper YılmazWhere stories live. Discover now