Baştan her şey güzel gidiyordu. Barış, beni sabah erken uyandırmış, kiraladığı yat ile denize açılmıştık. Herkesten uzaktı ve sadece ikimizdik. En ufak bir kara parçası bile gözükmüyordu, öylesine baş başaydık yani.
İkimizde gözle görülür bir şekilde uzaklaştıktan sonra güzelce denizimize girmiş, yan yana güneşlenmiş ve kimsenin olmamasını fırsat bile ederek kocaman yatın ortasında güneşin alnında sevişmiştik.
Böylesine tatlı başlayan güzelim tatilimiz birden kötüleşmişti. Yatın tam köşesinde kocaman koltuklarda uzanıyorduk. Barış'ın sosyal medyasından videolar izleyip gülüyorduk ancak sorunda tam burada başlamıştı.
Yüz tane video izlediysek doksan tanesi İlkin Aydın ile kendisinin yakıştırılma videosuydu. Tahammül seviyemi bir kenara bırakarak yattığım yerden kalkmıştım, benim kalkmamla o da ayaklanmıştı.
Biz şu denizin ortasında kimsenin bizi göremeyeceği yerde bağıra çağıra kavga ediyorduk.
"Haklı çıkmaya çalışma!" diye bağırdım.
Sinirden burun delikleri büyümüş kıpkırmızı kesilmişti tüm vücudu, "Haklı çıkmaya falan çalışmıyorum. Tanınan biriyim ben Alev! Bunlar her zaman olacak!"
"Olmayacak amına koyayım! Her zaman olacak diye sürekli göz mü yummam gerekiyor?!" yüzümü buruşturdum.
Kollarını iki yana açtı, "Evet, bunu yapman gerekiyor kusura bakma! Her zaman biriyle yan yana geldiğimde karşıma çıkan yakıştırmalar bunlar! Ve eğer sen benim hayatımdaysan bunları bilerek hayatımdasın!"
Alayla güldüm, "Bunları bilerek mi hayatındayım? Biz en başında başladığımız bu ilişki de bunlar yoktu paşam asıl sen kusura bakma! İki ayrıldık diye anılmadığın, yakıştırılmadığın kadın kalmadı! Bunların hepsi senin elinde!"
"Benim elimde falan değil!" avazı çıktığı kadar bağırdı.
"Gayet de senin elinde! O ödül töreninde eşşek gibi sırıtıp durmasaydın o kadına bunların hiçbiri olmazdı! Evine bile çağırdın lan kadını!"
"Sana bunu anlattım." dedi.
Omuz silktim, "Yalan anlattın! Doğrusunu bile elin insanından öğrendim!"
"Konuyu değiştirme!" dedi bu sefer.
"Konuyu değiştirmiyorum! Konunun o kadar çok alt dalı var ki buraya da değinmek zorunda kaldım! İzlediğimiz videoların hepsi aşk şarkılı İlkin Aydın videolarıydı. Ne yapmamı bekliyorsun!? Hepsini beğenmemi falan mı? İster sizin izin fan sayfası bile açabilirim!" dedim. Bağırmaktan boğazım acıyordu.
"Ben seninle sevgili olduğumu tüm herkese duyurabilirdim! Bunu sen istemedin! Bunlara da katlanacağız o zaman!" dedi.
Saçlarımı geriye attım sinirle, "Sana neden medya karşısına çıkamayacağımı söyledim! Kolay bir işim yok! Elin katili, mafyasıyla ve tecavüzcüleriyle uğraşırken seninle fink atamıyorum! Hayatımızı da düşünmem lazım!"
Elini savurdu bana doğru, "Ya bırak Allah aşkına! Şu sikik mesleğinin arkasına geçip durma her seferinde!"
Güldüm, "Neden? Sen geçiyorsun ya! Göğüs kabarta kabarta ünlüyüm ben diye ortalıkla dolaşıyorsun? Ben yapınca mı sorun?"
"Evet sorun! Tanınan benim çünkü! Bu ilişkiye dikkat etmem gerekiyor!" demesi daha da güldürmüştü.
"İlişkiye dikkat etmekten kastın bu videolarsa doğru yoldasın! Böyle devam!"
Yüzünü buruşturdu, "Ergen ilişkisi gibi zaten amına koyayım! Dünyanın en saçma kavgasını ediyoruz!"
"Ergen ilişkisi mi? Paşama bak! Olgun istersen takıldığın Şeyma Subaşı'nı bu görkemli yatına davet edebilirsin! Eminim yabancılık çekmez!"
YOU ARE READING
Touched • Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Kızım senin benim aklımla zorun mu var?" "Var ulan var! Senin aklınla zorum var! İşim gücüm yok ya benim zaten senin aklınla zorum var!"