Gecenin bir yarısı gelen telefon ile şu an arabayı Barış'ın evine sürüyordum. Gerçekten gidip kafasını kıracaktım. Acil bir işim var dedikten sonra benim evimden çıkmış bir olaya karışmıştı. Ve ben Okan Hoca'dan bunu öğrenir öğrenmez deliye dönmüş arabama atlamıştım.
Barış'ın evinin önüne gelir gelmez arabamı park etmiştim. Evden nasıl çıktığımı bile bilmiyordum. Pijamalarım, kabanım ve spor ayakkabılarımla fırlamıştım evden.
Koşar adımlarla kapıya ilerledim ve hem zili çaldım hem de kapıya vurdum. Kapı zaten saniyesinde açılmıştı. Abdülkerim Abi'ydi.
"Alev hoş geldin." dedi.
Güldüm, "Merhaba abi. Barış içeride mi?"
"Evet, salonda oturuyoruz hepimiz."
Bir şey demeden ayakkabılarımı çıkarttım. Salona ilerlediğim de Yunus, Berkan ve Kerem ile oturuyordu. Aşırı gergindi. Beni görmesiyle kafasını geri önüne eğdi.
"Alev naber?" dedi Yunus.
"İyidir siz?"
"Bizde iyiyiz. Hatta biz kahve yapalım. Kalkın lan!" dedi Berkan. Hepsinde ki gerginlik beni daha da sinirlendiriyordu. Kalkarak mutfağa gittiler ve bizi yalnız bıraktılar.
"Barış kaldır kafanı. Barış kaldır kafanı ki ağzına sıçayım!" dememle kafasını kaldırdı ve kaşlarını çattı.
"Ben miyim suçlu?" diye sordu ve ayağa kalktı.
Başlıyorduk hadi hayırlısı.
Üzerimdeki kabanı çıkartmamla beni baştan aşağı süzdü. Saten pijamalarımla gelmem ile ilgili de bir kavga patlatacaktık birazdan. Emin olmuştum.
"Barış sen hayatımda gördüğün en mal adamsın! Senin var ya, senin sike sürülecek aklın yok Barış!" diye birden bağırdım.
Şokla bana baktı, "Lan neden hep ben suçlu oluyorum amına koyayım!? Bir kere ya bir kere git karşı tarafın ağzına sıçacak hareket yap!"
"Gecenin bu saatinde o adama gidip hesap sormama izin mi verecekt-" sözümü tamamlayamadım.
İşaret parmağını bana doğru savurdu, "Sakın aklından bile geçirme! Zaten gecenin bir yarısı herif sevgilime mesaj atıyor cefasını ben çekiyorum! Utanmadan gelip ona mı gitseydim diye bana carlıyorsun!"
"Lan salak! Savcı dövdün sen bugün farkında mısın?! Aklın alıyor mu amına koyayım?! Benim almıyor çünkü!" deli gibi bağırarak üzerine yürüdüm.
Elini sinirle yumruk yaptı, "Lavuk gecenin bir vakti yanımdaki kadına ahlaksız mesaj attığında tebrik için çicek ve çikolatayla mı gitseydim evine?! Gavat mıyım lan ben?!"
"Ben sana gavat mı diyorum? Koskoca devlet adamını dövmek ne?! Bir topçu gidip nasıl Savcı dövebilir?"
"Senin Savcın benim değil." diye alayla konuşmasına daha da deli oldum. Resmen benimle dalga geçiyordu.
"Devletin Savcısı! Nasıl kurtaracağım ben seni?!"
"Kimse senden beni kurtarmanı istemiyor. O beni kendisinden kurtarsın asıl." bağırmayarak desibelini düşürdü. Sakinliyordu ancak ben sakinlemiyordum.
"Sinirine hakim olamadan hareket ediyorsun!"
Sinirlendi. Tekrar sinirlendiğini kafasındaki damarın çıkmasından anlamıştım, "Alev sen düşünerek mi konuşuyorsun? Mal mısın yoksa? Bak ciddi ciddi soruyorum. Kendinde misin kızım sen!? Sessiz mi kalsaydım?"
"Evet! Evet sessiz kalmalıydın. Ben bilmiyor muyum kendimi savunmayı?"
Güldü, "Belli ki bilmiyormuşsun. Şahsen mesajları yukarı kaydırdığımda adamın sürekli sana yazmasını normalleştirmişsin. Ama kusura bakma ben bu kadar geniş bir insan değilim."
YOU ARE READING
Touched • Barış Alper Yılmaz
Fanfic"Kızım senin benim aklımla zorun mu var?" "Var ulan var! Senin aklınla zorum var! İşim gücüm yok ya benim zaten senin aklınla zorum var!"