Boynumu gıdıklandıran sakallar ile gözümü açtım ve huysuzlanarak kafasını ittirdim, "Uyuyorum."
"Kalk sıkıldım." dedi Barış.
Onu asla takmadan götümü ona dönerek yastığa daha çok sarıldım ve tekrar gözlerimi kapattım.
O ise asla durmamış bu sefer saten gecelikten sergilediğim bacaklarıma eli kaydı. Yumuşak değildi elleri. Aksine spor yaptığı için yer yer kalın derileri vardı ancak bu rahatsızlık vermiyordu.
Elleri yukarıya çıkmaya başladığında elini ittirerek sinirle nefes verdim, "Barış haftasonu ve uykum var." diye boğuk sesle konuştum.
"Saat dokuz kalk artık."
Gözlerimi açtım ve gardırop aynasından yansıyan görüntümüze baktım. Ben yüz üstü olacak şekilde yataraken o ise dirseğinden destek almış bana gülerek bakıyordu. Onun üst bedeni çıplak olup bana kaslarını sergilerken ben ise ona bacaklarımı gösteriyordum. Tabii azıcık göğüs dekoltesi de vardı.
Ona doğru dönerek elimi omzuna koydum ve sırt üstü yatırdım. Bana direkt itaat etmişti.
Bu elemanı sadece ben devirebilirdim. O da sadece benim onu devirmeme izin verirdi. Bu kadardık işte.
Kollarımı iki yana açarak bedenine sarıldım ve kafamı çıplak göğsüne koydum, "Daha erken, uyu." diye mırıldanarak geri gözlerimi kapattım.
Uyumak istiyordum. Uykum vardı. Yorgundum.
Elinin birini belime diğerini de saçlarıma koydu, "Seni uyutmayacağımı biliyorsun değil mi?"
Tekrar gözlerimi açtım. Zaten bok etmişti uykumu. Çenemi göğsüne yaslayarak alttan ona baktım, "Bana birazcık acısan olur mu?"
Sırıtışını izledim. Dudağının sol tarafı yavaş yavaş gerilmişti, "Bu oda sınırları içerisinde sana acımam. Şahit oldun."
Yedi yirmi dört bu libido ile yaşamak zor olmalıydı. Bu zamana kadar hayatta kalması bir başarıydı gerçekten.
"Salonda uyuyabiliriz." diye öneride bulunmama göz devirdi ve beni geriye ittirerek bu sefer o yatakla sırtımı buluşturdu. Üzerime doğru çıkarak iyiyce dibime girdi.
"Seni uyutmayacağım." kafasını boynuma sokması ile ellerim geniş omuzlarına gitti ve sıcak teninde buluştu.
Kafamı ona yardımcı olmak adına biraz sağ yatırdım. Kaşındıran sakalları ve boynumda dolaşan dudakları ile gözlerim kapandı.
Sabah ereksiyonu yaşayan artık sadece erkekler değildi.
"Çok geç yattım. Uykum var." diye söylenmeye devam ediyordum.
Dolgun ve ıslak dudakları köprücük kemiğime indi minik öpücüklerini oraya kondurdu, "Sabahlara kadar bir sürü kağıt yığını ile uğraşmasaydın yavrum."
Elimin birini asla düşünmeden şortunun üzerinden kalçasına koydum ve sıktım. Spordan kaynaklı sıkı ve şekilli olan kalçasına hayrandım. Fena kıskanıyordum bu bölgesini.
"Götünü kurtarmak için kaç gecedir uykusuzum ya hani zeka küpü." dedim gülerek.
Bu sırada kalçasını sıkmamla kafasını kaldırmış şokla suratıma bakmıştı, "Götümü mü sıktın sen?" diye sordu.
Alt dudağımı ısırarak ela gözlerinin koyulaşmasını izledim. Felfenaydım şu an. Uyku muyku kalmamıştı.
"Seviyorum."
Kaşları kalktı alayla, "Seviyorsun?"
"Evet. Güzel kalçan var. Sıkı ve şekilli. Söylesene ne kadar zaman da yaptın bu kalçanı?"
YOU ARE READING
Touched • Barış Alper Yılmaz
Fanfic"Kızım senin benim aklımla zorun mu var?" "Var ulan var! Senin aklınla zorum var! İşim gücüm yok ya benim zaten senin aklınla zorum var!"