3

2K 85 32
                                    

Oy ve yorumlarınızı eksik tutmayın, umarım beğenirsiniz🤍


~

Ensemi kaşırken karşımdaki adamın dediklerini kafamda tartarak düşünmeye başladım. Ancak ben bunu yapamazdım, düşünmeme bile gerek yoktu.
Boşuna baş ağrıtıyordum.

"Okan Bey teklifiniz için teşekkür ederim ancak ben bunu kabul edemem." dedim içten bir gülümseme vererek.

Kaşlarını çattı bana karşı, "Sebebini öğrenebilir miyim Alev Hanım?"

"Ben ceza avukatayım Okan Bey. Benim işim takıma karşı açılan arabulucu davalarına bakmak değil, bu değilim çünkü."

Sandalyesine yaslandı, "En azından teklifimi düşünsen?" sordu.

Derin bir nefes aldım, "Pekala düşüneceğim ancak düşüncemin değişeceğini sanmıyorum."

Ayağa kalktı, "Güzelce tartın bu teklifimi lütfen," eliyle kapıyı gösterdi, "Ben size arabaya kadar eşlik edeyim."

"Zahmet etmeyin lütfen, takımınızın yanına gidin."

Kolundaki saate baktı, "Antrenmanları bitti onların. Dağılıyorlardır şimdi. İsterseniz kahve de ısmarlayabilirim?"

"Yok teşekkür ederim Okan Bey," beraber odasından çıktık ve merdivenlere yöneldik ve yavaş yavaş inmeye başladık, "Neden beni istiyorsunuz?" diye sordum sakince.

Okan Bey sakince bana döndü. Giydiğim topuklu ayakkabılar sayesinde ondan uzun duruyordum. Gerçi topuklu giymesem bile ondan uzun olduğum kesindi, "Dişlisiniz. Aslan gibi evlatlarıma aslan gibi bir avukat yakışır dürüst olmak gerekirse."

Dediğine güldüm.

"Okan Abi! Ya şu iti al valla döveceğim!" iki tane çocuk yanımıza geldiğinde onlara doğru döndük.

"Alev Hanım?" Yunus'un şasırmış ifadesine güldüm, "Bizi mi almaya geldiniz? Noldu ki bu sefer? Valla dışarı çıkmadım o günden sonra başıma bela gelecek diye. Bir şey yapmadım! Anneme sorun isterseniz."

Güldüm, "Sakin olun. Sadece Okan Bey ile görüşmeye geldim."

Okan Bey tanımadığım adamın ensesine vurdu, "Olum çocukla çocuk olmayın demiyor muyum ben size? Bir Barış iki sen!"

"Adım anıldığına göre iyi şeyler yok ha?" yanımıza gelen Barış ile kafamı ona döndürdüm bana gülerek selam verdi. Ancak daha fazla burada duramazdım, benimde işim güçüm vardı. Boğazımı temizledim.

"Benim gitmem lazım," Okan Bey'e döndüm, "Okan Bey-"

Sözümü kesti, "Alev Hanım sadece düşünün lütfen."

Elimi uzattım, "Kararımın değişeceğini sanmıyorum."

Elimi sıktı, "Kararınızı değiştirmek için her şeyi denemeye hazırım Alev Hanım." içten bir gülüş sundu. Peşimi bırakmayacaktı bu adam.

Sesli bir şekilde güldüm, "Ağır yaralama ya da cinayet işleme de dahil mi?"

Kahkaha attı ve yanındaki üç gence baktı, "Bunlar beni deli ediyor zaten çok zorlanmam."

Elimi elinden çektim, "İyi günler Okan Bey," diğerlerine döndü. Beni izleyen Barış'da gözüm daha çok oyalanmıştı, "Kolay gelsin size de."

Tesisten çıkar çıkmaz soluğu ofisimde alarak dosyalarıma gömülmüştüm bile.

Saatin baya geç olmasını umursamadan önümdeki bir sürü kağıtla cebelleşiyordum. Telefonuma gelen mesaj ile kafamı gömdüğüm kağıtlardan kaldırdım. Gecenin on birinde bana kim mesaj atardı ki? Tüm müvekkillerime mesaimin altı da bittiğini söyler çok önemli bir durum olmadığı sürece bana ulaşmamalarını söylerdim.

Touched • Barış Alper YılmazWhere stories live. Discover now