-73-

270 21 42
                                    

Mehmet tüm gece burağın dönüp durmasından kendini sürekli mehmete itmesinden dolayı uyuyamamıştı. Burak sürekli bir mehmete dönüp sarılıyor bir arkadaşını dönüp kalçasını mehmete dayıyordu.

Burak uyku sersemi bir şeyler mırıldanıp mehmete doğru döndü. Bir bacağını üzerine atıp kollarını sıkıca sardı mehmete. Dudaklarının arasında yok denecek kadar az bir mesafe vardı ve Burak konuştukça dudakları mehmetin dudaklarına değiyordu. Mehmet geri çekilmeye çalıştıkça Burak daha da sıkıyordu kollarını. Mehmetin erkekliği artık kendini zorlamaktan sızlayacak duruma gelmişti. Morardığına yemin edebilir ama kanıtlamazdı.

Burak "evet geliyorum." Diye mırıldanıp sıkıca sardığı kollarıyla birlikte kalçasını da mehmete dayamıştı. Bir bacağının üstünde olmasından dolayı erkekliği tam da o noktaya değiyordu. Mehmet derin bir nefes aldı. Ya bir şekilde bu ahtapottan kurtulacak banyoya gidip önünde çadır değil saray kurmuş olan eleman ile ilgilenecek ya da burağın uyumasından faydalanarak birazcık kendini o bölgeye sürterek bu sarayı indirecekti.

Tabiki ilk aklına geleni yaptı çekilmeye çalıştı. Ama bu sefer Burak mehmetin koluna sıkıca yapışıp arkasını döndü ve kalçasını erkekliğe dayadı. "Sikeyim seni Burak ya. Soktuğun hale bak." Diye sessizce fısıldadı Mehmet. Erkekliği artık dayanamayacak kadar acıyor neredeyse koparıp atma isteği uyandırıyordu. Yavaşça kendini önünde duran ve yarısı kayan şorttan gözüken kalçaya bastırdı. Bastırdığı gibi çıkacağı inlitiyi bastırmak için dişlerini dudaklarına batırmış ve dudaklarının kanamasına yol açmıştı. Hafifçe bir kaç bastırmanın ardından artık daha iyi hissetmeye daha çok yükselmeye başlamıştı. Bir kolu burağın kolları arasındayken bir elini de bembeyaz kalçalara koyup biraz daha sürtünmek için kendine yer açtı. Burağın teni bir bebeğinki kadar yumuşak ve pürüzsüzdü.

Burak tekrar mırıldanmaya başlayınca direkt durup ellini geri çekti. Burak tekrar yüzünü ona doğru döndü. Bir bacağını mehmetin üzerine atıp şortun iyice kaymasına sebep oldu. Yine dudaklarının arasında minicik küçücük bir boşluk vardı. Mehmet daha rahat dokunup görebildiği kalçaya kendini sürtmeye başladı. Dibinde duran dudaklara dudaklarını ufak ufak dokundurup çekiyordu. Burağın yaladığı için ıslak olan dudaklarının ıslaklığı mehmetin dudaklarına geçiyordu.

Bir eliyle şortu azıcık daha açıp kendini o şortun arasına soktu. Burağın kalçasının arasına git gel yapıyor sıcaklığını erkekliğinde hissediyordu. Burak uykusunda inlemeye başladıkça Mehmet daha sert hareketler ediyor yumuşak kalçayı hafif hafif sıkıp bırakıyordu. Burak bir kez daha inleyip kendini iyice bastırdı erkekliğe. Mehmet açık kalan dudakların arasına dudaklarını sokup hafifçe emip bıraktı.

Bir kaç dakika bunu yapmaya devam ettiğinde bir anda beyni ile düşünmeye başlayınca yaptığının ne kadar yanlış ve kötü bir şey olduğunu anladı. Kendini hızlıca geri çekti. Burak herne kadar sarılsa etse tutmaya çalışsa da kalktı yataktan Mehmet. Burak gözlerini kırpıştırarak açtı. "Noldu? Sabah mı oldu?" Diye sordu gözlerini ovalarken. Mehmet ona bakmadan "olmadı daha. Uyu hadi." Dediğinde Burak "neden kalktın ki?" Dedi. Mehmet kapıya doğru adımlarken arkasını dönüp buraga baktı. Masum yüzü bebeksi bakışları ile iyice suçluluk duymaya başladı. "Sigara içeceğim. Uyu sen ben canavarları engellerim." Dediğinde Burak tebessum ederek yastığa geri kuruldu.

Mehmet balkona çıkıp bir sigara yaktı. Kime sorsa ona yardımcı olurdu ki? Emre olabilirdi. O akıl hocalığı yapmayı severdi. Hemen Emre'ye mesaj attı.

MEHMET : uyudun mu?

EMRE : yok hayırdır noldu gecenin bu saatinde?

MEHMET : Emre sana bir şey soracağım

EMRE : hassiktir
Emre dediğine göre acil bir durum
Sor çiçeğim noldu anlat bana

Deli Fişek B×BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin