"Senin yıkılışın bile onların duruşundan daha dik."
(Sözün sahibi -motiveterapi- diye bir sayfa. Göktuğ'u anımsattığı için ona temsilen yazdım. 🌺)🎶
• Göktuğ Kalkan •
Yeni bir gün, yeni bir umut. Bir gün biter, yaşanılanlar geçer gider. Yeni güne uyanırız ve beyaz bir sayfayı davranışlarımızla karalarız.
Ben ise, bu beyaz sayfayı bugün bol bol karalayacağım. Öncelikle Selim'i okula, Oğuz'u çalıştığı yere bırakarak sayfaya kırmızı kalpler çizdim. Şimdi ise stresle mora, korkuyla siyaha boyuyordum bana göre küçük olan o sayfayı.
Feyza ile buluşacaktık. Tabii, onu ikna etmem oldukça zor olmuştu. Başta gerçekten ben olduğuma inanmamış, sesli arayıp magazinlerde çıkan sesimle telefondaki sesimin benzerliğine bakmış, daha sonrasında buluştuğumuzda başına bir şey gelmesinden korktuğu için uzun uzun konuşmuştum.
Asla bir kadına zarar verecek birisi değildim. Zararı geçin, saygısızlığı bile tercih etmezdim.
"Hadi bakalım... İnşallah güvenebilirim sana Feyza Karaduman." kendi kendime mırıldanıp tüm hayatım boyunca kurtulamayacağım takım elbiselerimden birisini giydim. Takımım simsiyah olduğu halde çokta ciddi olmasını ve Feyza Hanım'ı korkutmaması için siyah gömlek yerine beyaz gömlek giymiştim.
Ne olur ne olmaz diyerek silahımı da belime takıp odadan çıktım.
Ne kadar güvenmediğim için tedbirli olsam da, Feyza Hanım'ı derin bir şekilde araştırmıştım. Kendi halinde bir kızdı ve tek derdi okuduğu üniversiteydi.
Mutfağın içinden gelen birkaç tıkırtıyı umursamadan girişteki ayakkabılığın dolabından siyah kabanımı aldım. Ben çıkmak için hazırlanırken mutfaktan çıkıp bana doğru gelen adım sesleriyle bakışlarımı sese doğru çevirdim.
Daha sabah işe başlayan, 52 yaşındaki Esra teyze bir elindeki havluya ellerini kurulayarak yanıma geldi. "Çıkıyor musunuz Göktuğ Bey?"
Bu yaştaki bir kadının bana bey diye seslenmesi rahatsız ettiği için ufaktan gülümsedim. "Bey demenize gerek yok Esra Hanım." bir süre kararsız kalsa da kocaman gülümseyerek kafasını salladı. "Peki oğlum. Akşam kaçta gelirsiniz? Yemeği yetiştireyim."
"Saat 4'te Selim okuldan çıkıp geliyor, Oğuz da akşam 7'de çıkıyor işten. Bende her akşam 7'de evde olurum. Yemek saatimiz her zaman akşam 8, sabah 7. Kendinizi çok yormanıza da gerek yok keyfinize bakın." daha fazla gecikmemek için aceleyle kabanı giydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK ZİNCİRLER | Aile |
HumorGeçmiş yıllarda yaşanan bir kaza sonucu bir aile parçalanmış, içlerinden bazıları vefat ederken bazıları da hasarlarla kazayı atlatmıştır. Fakat tek sorun, ailenin ebeveynlerin vefat etmesi ile tüm kardeşler farklı farklı yetimhanelere verilmiştir. ...