Geçmiş yıllarda yaşanan bir kaza sonucu bir aile parçalanmış, içlerinden bazıları vefat ederken bazıları da hasarlarla kazayı atlatmıştır. Fakat tek sorun, ailenin ebeveynlerin vefat etmesi ile tüm kardeşler farklı farklı yetimhanelere verilmiştir.
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Her bölüm için aklınızda canlanan, bu şarkı tam bu bölümlük dediğiniz şarkıları yazar mısınız?
"İnsanın büyüdükçe mi artıyor dertleri? Yoksa insan büyüdükçe mi anlıyor gerçekleri?"
🎶
• Göktuğ Kalkan •
İnsan, yalnızlığı yaşadığı süre içerisinde çektiği acılarla ayakta durur bana göre. Tüm o acılar gelecek için travma da oluşturabilir. Bazıları zamanla atlatır bu durumu. Artık yalnız hissetmez, mutlu olur, travmaları siler ve yeni bir sayfa açabilir. Kimileri ise o kadar güçlü değildir. Hayatı boyunca her an o acılardan kesitler görebilir, kabuslar içinde uykulara küsebilir, halüsinasyonlar görerek delirebilir, en kötüsü de bunlara dayanamayıp intihar edebilirler.
Ben, bu zamana kadar amcamın ağır eğitimleri ve işkenceleriyle yetişmiştim. Bana ağlamak yasaktı. Ağlarsam daha ağır eğitim görürdüm. Sonuçta ben gelecekte amcamın yeraltındaki koltuğuna geçecek o varistim.
Tüm bu acıları bir gün kazandığım güçle kardeşlerimi yanıma alacağım hayalleriyle taşımıştım omuzumda. Hepsi bir yük olmuştu ama hayalimde yavaş yavaş gerçek olmak üzereydi.
Dün akşam Zengin ailesiyle yaptığım uzun konuşmalar, geçmişteki kazayı kanıtlarla göstermem sonucu Selim ile konuşup DNA testi yapmamıza ikna olmuşlardı. Eğer DNA testinde en ufak bir bağımız çıkarsa Selim'in de kararıyla onu benimle gönderebileceklerini söylemişlerdi.
Akşam sekiz gibi gittiğim yerden gece üç sularında çıkabilmiştim.
Bugün, Selim ile konuşacaktım. Eğer kabul ederse DNA yapılacaktı. Yorgunluk ve uykusuzluktan açılmayan göz kapaklarımla ofladım. Sanırım kısa bir süre uyusam gün içindeki aktivitelere geç kalmazdım...
Deri koltuktan kalkıp uyuşuk adımlarla yatak odama ilerledim. Geldiğim gibi hiçbir kıyafetimi değişmeden kendimi yatağa atıp göz kapaklarımı yumdum.
Olaylardan sonra her şey birbirine girmişti. Hâlâ diğer kardeşlerimi ararken bir yandan bulduklarımı koruma altına alıp her hareketlerinden haberdar olmaya çalışıyordum. Birde üzerine şirket ve yeraltı işleri eklenince gerçekten feleğim düzleşmişti.
Tam yavaş yavaş uykuya dalış yapıyordum ki komodinin üzerindeki telefon full ses çalmaya başladı.
Sakin olmalıyım...
Bir hışımla gözlerimi açıp üst bedenimi dirseklerime bastırarak kaldırdım. Tüm ağırlığımı sol dirseğime verip sağ kolumu komodine uzattım. Elime geçen telefona delici bakışlar atarak arayana bakmadan direkt açıp kulağıma götürdüm.