"Bir şeye sahip olmak değil, layık olmak önemlidir."
- Erich Fromm -🎶
• Selim Zengin (Kalkan) •
"Evimize hoş geldin, kardeşim." Göktuğ Bey'in samimi bir tebessüm ve coşkuyla dediklerine bende gülümsemeye çalıştım. "hoş buldum." onun aksine benim sesim daha çekingen ve kısık çıktığında derin bir nefes aldı.
"Hadi içeri geçelim. Biraz oturur dinlenirsin, ardından da kalmak istediğin odayı seçersin. Kendin istediğin odayı seçmen için hiçbir şeye karışmadım. Sen seçtikten sonra eğer istersen beraber temizleriz, uğraşmak istemezsen de temizlik şirketinden birilerini çağırırım." bir yandan koca bahçenin içerisinde ilerlerken bir yandan da Göktuğ Bey'in şaşırdığım enerjisini izliyordum.
Dışarıya daha sert görünüyordu. Fakat bugün, beni evden aldığından beri güler yüzlü ve enerjikti. Sanırım onunla gelmeyi seçmem, onu oldukça mutlu etmişti.
"Fark etmez, ben kendim temizleyebilirim." aslında amacım onun boş yere yorulmamasıydı. Sonuçta boş bir odayı temizlemek ne kadar zor olabilirdi?
"Yine de sana yardım etmeyi tercih ederim. Gel, önce yemek yiyelim sonra sen misafir odasında biraz dinlen." tekrardan reddedersem üzülebileceği için sadece onaylamakla yetindim.
Büyük bir villanı- sarayın kapısına geldiğimizde ister istemez şaşırmıştım. Bizim evimizde büyüktü fakat bu ev, üç katlıydı.
"Sana evi de gezdirsem iyi olacak." kapıyı açıp kenara geçmesiyle içeri geçtim. Oda ardımdan girip kapıyı kapatmıştı. "Ayakkabılar?" evin içinde nasıl gezdiklerini bilmediğim için arkamı dönüp bir ayaklarıma, bir de Göktuğ Bey'e baktım.
"Rahatsız olursan terlik verebilirim. Olmazsan da çıkarmadan geçebilirsin." ne olur ne olmaz, evi kirletmemek için ayakkabılarımı çıkarmaya başladığımda oda büyük ayakkabılıktan bir çift ayakkabıyı önüme bıraktı.
"teşekkür ederim" dediğim sıra sadece kafasını sallayıp ilerlemeye başladı. Arkasından yavru ördek gibi takip etmeye başladım. "Sen otur, ben yemek yapayım. İstediğin ya da sevdiğin bir şey var mı?" açıkçası onun yemek yapacağına şaşırmıştım. Evin içerisinde bunlarla uğraşacak birileri yoktu sanırım.
"Bende yardım edebilir miyim?" hem saygıdan, hem de biraz da olsa öz abimi tanıyabilme ihtimalinden dolayı sorduğum soru onun dudaklarındaki gülümsemeyi birkaç saniye afallatmıştı. Ardından daha büyük bir şekilde gülümsemişti. "Tabii, gel önce ellerimizi yıkayalım." diyerek ilerlemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK ZİNCİRLER | Aile |
MizahGeçmiş yıllarda yaşanan bir kaza sonucu bir aile parçalanmış, içlerinden bazıları vefat ederken bazıları da hasarlarla kazayı atlatmıştır. Fakat tek sorun, ailenin ebeveynlerin vefat etmesi ile tüm kardeşler farklı farklı yetimhanelere verilmiştir. ...