11. Bölüm

118 74 26
                                    

  Lütfen oy vermeyi unutmayın. :)  

     
      Soyun. Üstünde sadece kinot ve sütyen kalasıya kadar soyun ve beni buradaki kanepede bekle." ," Ne " diyebildi Meryem sadece. Ayan ağa çıktı odadan çıkarken kapıyıda kilitledi.

    Bunun için miydi onu buraya çağırışı yalandı değil mi? Onunla birlikte olmak için getirmişti Ayan ağa onu. Ama Meryem bana dokunursa bugün ruhum tamamen yaralanacak dedi.
   
    Üstünde sadece sütyen ve kinotla kaldı Meryem. Bir yandan ağlıyor bir yandan üstünü çıkarıyordu. Oturduğu arkasını kapıya dönerek Meryem. Belki yüzünü görmezsem daha az canım yanar dedi. Sonunda kapı açıldı Ayan ağa geldi.

   Meryem benim ruhuma açacağı yarayı bilmeden dedi.

   Yavaş yavaş geldi tam Meryem' in arkasına oturdu. Meryem önce sırtında sıcak dudaklarını hissetti. Allah'ım nolur biran önce bitsin diye dualar ediyordu içinden. Ayan biraz uğraştıktan sonra sütyenin kopçasını açtı.

   Meryem artık sessizce ağlıyordu. Sırtına değen soğuk şeyle irkildi. Bir dakika Ayan ağa onun sırtındaki yaraya merhem sürüyordu. Önce yarayı öpüyor sonra merhemi sürüyor en sonda da  gazlı bezle yaranın üstünü örtüyordu. Önce sırtındaki yaraları sardı. Sonra bacağındakileri en son göğüsündeki ve karnındaki yaraları sardı. Ruhundakileri sardığını bilmeyerek. Meryem'de bilmiyordu yaralarının iyileştiğini özellikle ruhundaki yaraların yavaş yavaş iyleşmeye başladığını.

  Sonra Meryem'in önce sütyen kopçasını taktı. Sonra atletini giydirdi . En son kısa kollu üstüyle pantolonunu giydirip elini yıkamaya gitti.

   O gittikten sonra alık alık baktı Meryem. Bu adam nasıl biriydi anlamıyordu. İyi biri miydi? Kötü biri mi? Onu Meryem'e zaman gösterecekti.

   "Öyle avel avel bakacağına ayakkabılarını giyde şu dosyaları incele bakalım. Benim avukatlarımla konuşmam lazım." Meryem Ayan'a baktı kafasını aşağı yukarı salladı. Ayan odadan çıktı.

Meryem'den
  
    Elime dosyayı alıp incelemeye başladım. Dosyaya baktıkça bu davanın ne kadar zor olduğunu anladım. Eğer davayı kazanamazsak milyonlar hatta milyarlar bile kaybedebilirdi. Bunu bilmediği için bana dosyayı getirdiğini düşündüm.

     Odadan çıktım. Ayan ağanın odasının karşısında bir oda daha vardı. Bir kadın oturuyordu içerde. Büyük ihtimalle bu kadın Ayan ağanın sekreti diye düşündüm.

      
     Kapıyı tıklatıp içeri girdim."Siz acaba Ayan Bıçakçı'nın sekreteri misiniz?" kafasını salladı. " Hmm şuanda nerede acaba?" Kadın bana baktı" Siz kimsiniz acaba?" dedi merakla. "Ben Meryem Kara. Ayan beyin avukatıyım ve aynı zamanda sözlüsü." elimdeki yüzüğü gösterdim. Kadın affaladı . Şaşırdı. Çünkü kara aşiretinin ve bıçakçı aşiretinin düşman olduğunu bütün Mardin biliyordu. "Kara beyin odasındalar. Kaya beyin odası bir aşağı katta soldan ikinci oda." dedi ve gülümsedi. Teşekkür edip oradan ayrıldım.
    
   Asansöre binip aşağıya indim. Kadının tarif ettiği odaya gittim. Kapıyı çaldım duymadılar. Yalnızca sesleri geliyordu.

  "Ayan sen salak mısın kardeşim? Bak bunu ciddi ciddi soruyorum. Şirkette o kadar deneyimli avukat varken sen davayı gidip deneyimsizliği bırak 1 dava bile kazanmamış avukata mı verdin? Sen manyak mısın oğlum? Eğer bu davayı kaybedersen milyonlar hatta trilyonlar kaybedeceksin. Ve sen gittin daha bir davaya bakmamış avukatta verdin öyle mi ? Senin amacın ne acaba kardeşim? İflas etmek mi? Eğer öyleyse parayı bana ver madem bu kadar bol paran var bende bir bakayım. " dedi adını bilmediğim adam.

   " Ne tatava yaptın kardeşim. Yani sanki Kara bey gerçekten iflas ettik. Hem kaybedeceğimizi kim söylüyor ? Göster bana . Deneyimsiz diye kaybedecek diye bir kural mı var? Hayır varda ben mi bilmiyorum? Yani sende iyice beni salak yerine koydun ha . Yeter ." Ne yani bilerek mi davayı bana vermişti?

     "Hadi diyelim bu kadın davayı kazanır. Sana ihanet etmeyeceği ne malum. Unutma o Miran Kara'nın kızı herşeyi yapabilir. Ya babasına benzerse. " dedi adam. Haklıydı ben olsam ben de böyle düşünürdüm. Sonuçta ben Miran Kara'nın kızıyım. Ama yanıldığı birşey vardı ben bana güvenene ihanet etmezdim ki.

   "Lan mal mal konuşma. Sence ben güvenmediğim birine verir miyim bu dosyaları? Kızı araştırdım kesinlikle babası gibi değil. Bak Kara beni bilirsin kardeşim şimdiye kadar bir mazlumun ahını almadım. Şimdiden sonra almak istemem. Bir masuma zarar vermedim. Bana inan oda masum babası gibi şerefsiz değil." Haklıydı ben babam gibi değildim.

     Kapıyı çaldım 'gel' komutunu duyunca içeri girdim. Hiç bozuntuya vermeden " Ayan bey bana bir bakar mısınız? Dosyayla ilgili birkaç şey eksilmiş onları almam gerekiyor." bir tık yalan söylemiş olabilirim.

   Benimle birlikte odaya çıktı. Kapıyı açıp içeri girince " Bu davayı kaybedersem milyonlar kaybedersin neden bana verdin? Yoksa benim mağlubiyetimi görmek seni mutlu mu edecek?" yüzünü buruşturdu. Yüzünde hoşnut olmayan bir ifade vardı.

   " Hmm benim alnımda mal falan mı yazıyor? Bak. Senin bu davayı kazanacağını düşünmüştüm. Oysa herkes deneyimli bir avukata vermemi iştemişti. Tüh sen bile inanmıyorsun davayı kazanabileceğine neyse ben gidiyim de başka birine veriyim davayı. Oysa sana güvenmiştim davayı kazanırsın sanmıştım."

   Ne yani  bana güvenmişmiydi gerçekten? " Hayır . Bu davaya ben bakmak istiyorum. Güvenini boşa çıkarmayacağım." dedim.

  " Ben Kara'nın odasındayım başka eksik dosya yoksa gidiyim. Eğer birşey lazım olursa 1256 bas ev telefonundan tamam mı?"dedi. Kafamı aşağı yukarı salladım. O kapıya ilerledi. Bende masaya ilerken ayağım kaydı yere düştüm. Hemde kalçamın üzerine.

  Arkamda bir kahkaha patladı. Arkama döndüm baktım Ayan gülüyordu. Biri ona söylemiş miydi gülerken yakışıklı olduğunu? Onun iki yanağındaki büyük gamzelerinin ona ne kadar yakıştığını. Ben ne düşünüyorum dedim kendi kendime.
  
   Yanıma geldi beni kucağına alıp koltuğa oturttu. "Yani şu düşüşten sonra benide bir şüpeye düşürmedin değil. Acaba davayı başkasına mı versem?" "Hayır!!" dedim sakince. Tamam sakince dememiş olabilirim birazcık bağırmış olabilirim. "Bir yerin acıdı mı?" diye sordu. Kafamı iki yana salladım.
  
    Gülerek yanımdan kalkıp odadan ayrıldı. Biri ona gülmenin çok yakıştığını söyleyebilir mi?
Yazardan
  Ayan yavaş yavaş Meryem'in ruhuna işliyordu. Bunu bilmiyordu. Meryem'de öyle.

   Asiye herzamanki gibi hastalarına bakıyordu . Ama hastalarının birtanesi karısına el kaldırmaya çalışınca Asiye ona müdahle etti. Ve tabi Ayan'nın korumaları. Adamı haşat edip evinin kapısının önüne attılar. Bu akşam Asiye'nin istemesi vardı ve Asiye'nin işten erken çıkması lazımdı. Asiye istemiyordu bu evliliği ama ailesi için mecburdu.
  

         Kara konağında Miran ağa sinirden ordan oraya gidiyordu. Öğrenmişti ki Ayan ağa milyon dollarlık davayı Meryem'e vermişti. İnanmıyordu kızının kazanacağına. Zaten okumasını da istemiyordu. Şimdi başına çalışması çıkmıştı. Ona göre kadının yeri kocasının yanıydı. Çalışmak erkeklerin işiydi kadınların değil.

     Birde istemediği gelin alıyordu. Aklına bir fikir geldi oğlu Asil'in yanına geldi.
  
    Ona Asiye'nin yurda Ayan sayesinde girdiği çünkü Meryem'e yakın olması lazım olduğunu söyledi. Ayan ağa Meryem'in zaaflarını ondan öğrendiğini söyledi. 4 yıl boyunca Ayan ağaya çalıştığını söyledi. Asil tabiki bunlara inanmadı ama inanmış gibi yaptı. Babası kurnazsa Asil iki kat kurnazdı. Unutuyordu ki Miran ağa, Asil onun oğluydu. İnanmış gibi yapacaktı düğün bitene kadar. Yoksa Miran ağa gerçekten kafasını karıştırırdı.
  
   
   Akşam istemeye gitmeyeceğini söyledi Asil inanmış gibi yaparak. Babası hemen gitmelerini söyledi. Evlendikten sonra intikamı alırsın dedi. Yalandı. Ayan ağadan korkuyordu bu akşam isteme olmasa kendi aşiretini bu dünyadan kazırdı biliyordu.

   Akşama kadar dava dosyasına baktı Meryem oradan Ayan'la bıçakçı konağına yola çıktılar.

  Asil yavaşça üstünü giyinmiş . Çiçek çikolatasını almış istemeye gidiyordu.

  Yeni bölümde görüşmek üzere :) İstemeyi bir sonraki bölüm yazmayı düşünüyorum.

Kanlı Toprak +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin