İkimiz de utangaç tavırlarla koştuğumuz yolu yürüyerek geri dönüyorduk. Yol öncekinden de uzun sürmüştü. Buna rağmen yol boyunca hiç konuşmadık.
Sonra Kou bizi gördü.
-Yuu! Telefonunu neden açmadın? Uzun süredir seni arıyorum!
-Ben de eve gidiyorum Kou. Kusura bakma.
-Yume? Sen kalacak mısın?
-Sanırım evet. Ev çok sıkıcı.
Yuu bana "Olmaz!" Der gibi bir bakış attı. Görmemezlıkten geldim. Onun yüzünden evde boş boş oturup sıkılacak değildim.
-Nereye gitmek istersin Yume?
-Bilmem. Fark etmez.
-Tamam. Yolu yavaşça yürüyüp konuşalım. Olur mu?
-Peki.
Yol boyunca Kou bana kendini anlattı. Kolunu omzuma bile attı.
Pek umursamamış gibi yapıyordum. Ama bu çok rahatsız ediciydi.
Keşke Yuu'yu dinleyip eve gitseydim diye düşündüm. Kou ile pek eğlenemiyordum sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duygusal mı Duygusuz mu?
Ciencia FicciónHerkesin tek duygu ile yöneltildiği bir Dünya... Yumemi kendisinin içinde bulunmadığı bu dengeyi sorgulayınca, içindeki yok etme isteği ateşlenir. Dengeyi yeniden kurmaya çalışırken , tüm duyguların tadına varıyor. Aşk, Cesaret, Güven, Acı, Korku, Ü...