Sonraki gün Kohana'nın evine gitmeye karar verdim. O da duygularını keşfetsin istemiştim.
Keşke gitmeseydim.
Kohana kanlar içinde merdivenin altında yatıyordu.
Annesi kafasını iki elinin arasına almış ağlıyordu.
Annesi ağlıyordu.
Evdeki herkes ağlıyordu.
Denge bozulmuştu. Herkes keşfediyordu.
Herkes duygularını keşfediyordu. Ama bunu daha sonra düşünürdüm.
-N...nasıl oldu bu?
Merdivenden düştüğü belliydi. Merdivende bir kız oturuyordu. Bizim yaşlarımızda.
Kohana'nın kuzeni Nori.
Oyun oynarlarken Kohana merdivenden düşmüştü belli ki.
Yavaşça geri adım attım. Evden hemen çıkmak istiyordum.
-Yumemi... Ağladığımızı kimseye anlatma...
-Daha sonra tekrar geleceğim... Ama ambulansı bir arasak...
-Nori aradı. Birazdan gelir...
-Tamam herkes kendine gelsin. Ağlamayın ki anlamasınlar.
-Peki...
-Nori? İyi misin?
Cevap vermiyordu.
Yanına gidip oturdum. Gözleri boş bakıyordu. Ağlamıyordu.
Duygusunu içinde yaşıyordu belli ki. Keşfedip dışa vurmakta zorlanıyordu.
Kapıdan içeri sağlık görevlileri girip Kohana'yı götürdü.
Kohana'nın annesi kendini toparlamış görünüyordu. Yani boş bakıyordu.
Duygusuzca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duygusal mı Duygusuz mu?
Science FictionHerkesin tek duygu ile yöneltildiği bir Dünya... Yumemi kendisinin içinde bulunmadığı bu dengeyi sorgulayınca, içindeki yok etme isteği ateşlenir. Dengeyi yeniden kurmaya çalışırken , tüm duyguların tadına varıyor. Aşk, Cesaret, Güven, Acı, Korku, Ü...