Her ne kadar üzgün ve sinirli olsam da her gün yaptığım gibi buluşma yerine gitmiştim. Oradaydı. İnanamıyordum ama oradaydı. Tabii ki tek başına değil...
Neyse ki Kohana değildi. Kou ile konuşuyorlardı. Gülüşüyorlardı. Benden bir gün sıkılacağını düşünmüştüm ama bu kadar erken olacağını tahmin etmemiştim.
Onu sevmeye devam mı etmeliydim yoksa nefret edip yüz vermemeli miydim? İkisini de aynı anda yapabileceğimi düşündüm. Onu sevdiğim için nefret ediyordum ve yüz vermeyecektim.
Ağaçların arasından onlara doğru bakıyordum. Bir yandan da bunları düşünüyordum. 1 veya 2 saat telefonumla uğraştıktan sonra kitap okumaya başlamıştım. Zaten zamanında gelmek gibi bir derdim olmadığı için saat 4 'de gelmiştim. Saat 7 olmuştu bile. Hava kararmaya başlamıştı ama Yuu ve Kou hala konuşuyor olmalıydı.
Onlara son 3 saatte hiç bakmamıştım bile.
Kafamı çevirdiğimde hayatım boyunca görmek isteyeceğim son şeyi gördüm.
Neden kafamı o saniye çevirmek zorundaydım ki?
1 dakika daha kitabıma gömülü bir şekilde duramaz mıydım?
Bunu neden gördüm?
Neden benim başıma bunlar geliyordu ki?
Birden duygularımdan nefret ettim.
Acı duygumdan nefret ettim.
Acı duygusunu içimden çekip koparmak istedim.
Bir an için imkansızı istedim.
Asla olmayacak bir şeyi.
Yumasaki ve Kohana...
Gözlerimin önünde...
Öpüşmüşlerdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duygusal mı Duygusuz mu?
Fiksi IlmiahHerkesin tek duygu ile yöneltildiği bir Dünya... Yumemi kendisinin içinde bulunmadığı bu dengeyi sorgulayınca, içindeki yok etme isteği ateşlenir. Dengeyi yeniden kurmaya çalışırken , tüm duyguların tadına varıyor. Aşk, Cesaret, Güven, Acı, Korku, Ü...