Ve yeni bölüm sizlerle.
Oy sayısını okunma sayılarıyla en azından yarısına olsa eşitlesek mi? olmuyor ama böyle. Okunma sayısı 700, 800 civarı hatta daha fazla ama oy sayısı 100'ü bile bulmuyor. Bir yıldıza basmak çok zor olmasa gerek diye düşünüyorum. Lütfen biraz emeğe saygı dersem alınmazsınız inşallah. Tabi hikayeyi beğeniyorsanız şayet.
Bölüm ithafı beni yorumlarıyla gülümseten ve bölüm analizleriyle arada bana fikirler veren sevgili arzu_raniray'a. Teşekkürler canım (:-)
Medyada KIZIL BELAM'ın Yılmaz'ı var. Ha o hikaye bilmeyenler için Oyun Bozan biter bitmez başlayacaktır. Ve orada da gülmeye, eğlenmeye devam edeceğiz. Oyun Bozan iki inatçı aşığın hikayesiyse, Kızıl Belam iki çatlak, zır delinin hikayesi olucak efem. (:-D
KEYİFLİ OKUMALAR (:-)
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
11. Bölüm "Geç Kalan Aşk"Tertemiz mis gibi havayı soludu Yusuf. Derenin şırıltısı ayrı bir ambiyans oluşturuyordu ortama. Bu gün kendine izin vermişti. Mutfaktakilere öğlen için iki kişilik bir piknik sepeti hazırlamalarını söylediğinde garip bir bakışma yaşamışlardı ama en nihayetinde Yusuf çiftliğin beyiydi ve elbette emirleri sorgusuz yerine getirilirdi. Elindeki oval hasır sepetle çiftlikten çıkarken teyzesinin imalı bakışları altında bir kaç dakika sorgu suale çekilmişti ama ince zekasıyla bunu da atlatmıştı. Koca adam olmuştu bir de hesap mı verecekti.
Hasır sepeti bir kenara bırakıp, üstündeki örtüyü yere serdi. Kalan malzemeleri ise Ahu gelince çıkarmaya karar verdi. Serdiği örtünün üzerine bacaklarını dereden tarafa doğru uzatarak sırt üstü uzandı. İki kolunun altına koyduğu başını bir pamuk tarlasını andıran göğe çevirdi. Bulunduğu yer ağaçlık bir alan olduğu için gölgelikti. Umutluydu. Hatta emindi Ahu gelecekti. Ağzı hayır derken bile gözleri evet diyordu. Bu gün her şey çözüme kavuşmalıydı. Ahu herhangi bir kız değildi. Genç adam ilk kez kendini bu kadar kararlı hissetti.
"Gelecek biliyorum. Bi! evet desen be Ahu'm. Şu gökdeki pamuk tarlasını ayaklarının altına sererim"
****
Genç kız sanki, siyah deri kaplamalı rahat sandalyede değil de, çivi dolu bir yerde oturuyormuş gibi rahatsızdı oturduğu yerde. Gözü ikide bir duvardaki büyük saate kayıyordu. Onun dışında herkes halinden memnun, masada dönen koyu muhabbete dalmışlardı. Kahvaltıda olduğu gibi şu anda iştahı kaçmış, herkes iştahla yemeklerini yerken, o önündeki yemeğiyle oynuyordu. Yusuf çoktan gelmiş olmalıydı. Muhtemelen şu an dere kenarında umutla onu bekliyordu. Bu kaçıncıydı bilmiyordu ama yine derinden bir iç geçirdi. Sabahtan beri dökmediği dil kalmamıştı ama ne annesini ne de Fato'yu kandırabilmişti. İşin kötüsü bu kez babasıda onlardan taraf olmuştu. Canı o kadar sıkılmıştı ki, sinirinden kafasını masaya dayayıp, hüngür hüngür ağlayası vardı. Bu nasıl bir şanstı ya! Bir iç çekişin daha sonunda dayanamayan Şermin hanım, masadaki misafirlere çaktırmadan bir hışım kızına döndü.
"Ay yeter Ahu!" Annesinin ani tepkisiyle şaşırdı kız.
"N'aptım ya!" kaçsa kabahat, otursa kabahat. Bi' yaranamadım gitti şu kadına diye içinden bir ah! etti Ahu.
"İçim şişti ayol. Görende seni büyük bir derdin var sanır. Daral geldi, aa. Oynayıp durma. Yemeğini ye!" Pörtlettiği gözleriyle misafirleri işaret edip, bir güzelde payladı Şermin sultan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BOZAN✔ Final Oldu ( İnatçı Aşıklar Serisi 1 )
Romance15.6.2017 Romantizm #8 #ÖneÇıkanlarda İki inatçı, asi ruh; Huysuz, oyunbaz acayip yaramaz tatlı bir cadı. İşkolik, inat mı inat, kıskanç bir adam. Aynı köprüde karşı karşıya gelen iki inatçı keçi... Bir evin son tekne kazıntısı, şımarık Ahu. K...