20. BÖLÜM "Yusuf'un Kararı"

37K 1.8K 43
                                    

Ve geç gelen bölüm sizlerle. Gecikmeden dolayı özür dilerim. Bu kurs beni mahvetti. Okul çocukları gibi eve ödev getiriyorum her gün. Tek bir farkla benim ki el işi.

Medyada Ahu ve Yusuf atla gezinti de.

Bu bölüm yeni kitabı çıkan iki arkadaşıma gelsin. AŞK KARASI yazarı @Ozlem_Yalcınkaya ve AŞK-I KIYAMET Yazarı Büşra Çivicioğlu. Bu harika kalemleri mutlaka okumanızı tavsiye ederim.

KEYİFLİ OKUMALAR :-)
--------------------------------------------

20. BÖLÜM "Yusuf'un Kararı"

Sesler yaklaştıkça, nefesler tutulmuştu. Yusuf, Ahu'sunu zor durumda bırakmamak için ağaçların oraya gönderdi. Kızın tedirgin hali gözünden kaçmamış ama şimdilik bunu dillendirmenin ne zamanı ne de sırasıydı. Ayrıca hakta veriyordu su perisine. Her ne kadar bu karşılaşma önünde, sonunda olacaksa da böyle olmamalıydı. En yakın zamanda bir konuşma yapması gerektiğini aklının bir köşesine, -En önemlilere- not etti.

"Ahu'm sen burda bekle. Halledecegim ben"

Ahu halâ endişeliydi. Sabah çıkarken çok dikkatliydi oysa ki?

"Saçmalama Yusuf! Gel saklanalım lütfen"

Yusuf, koluna adeta yapışan ve kendine yalvaran gözlerle bakan kıza baktı canı sıkılmış olarak fakat korkak bir kişilik değildi. Haliyle saklanmayacaktı. Ayrıca bu zekasına hakaret olurdu. Elbet bir bildiği vardı Yusuf'un.

"Saklanmak çözüm değil Ahu. Hem atları çoktan görmüşlerdir. Sen dediğimi yap. Gerisini bana bırak sevgilim"

Korkmuş bir kız çocuğundan farksızdı karşısındaki görüntü. Kıyamadı Yusuf. Alnına sevgi ve güven dolu bir öpücük bıraktı son kez ve Ahu'yu orada endişeli bir halde bırakarak, ağaçların arasından çıkıp dikkatli ve de emin adımlarla gelenlere doğru yürüdü.

"Hayırlı sabahlar"

İki adam otlayan atlara bakarak aralarında konuşurken, gelen sesle başlarını çevirdiler.

"Yusuf. Sen de mi buradaydın? Bu senin atın mıydı? Ahu'nun atını görünce, 'bizim deli kız yine kendini çayırlara atmış' dedim" ciddi görünen adam içinde yeşeren hafif bir şüpheyle etrafına bakındı. Sabah sabah kızı Yusuf'la mı buluşmuştu. "Nerde o?"

Yutkundu Yusuf. Sakin görünmeye çalışarak hafifçe yana dönerek baş parmağıyla arkayı işaret etti.

"Ağaçlıkta. Ben biraz kızdırmış olabilirim onu" dedi muzipçe. "Geriden geliyordu" diye devam etti açıklamasına.

"N'oldu ki?" meraklanmıştı iki adamda. "Ne yaptın da kızdırdın benim meleğimi" eh, kızını da ezdirecek değildi Halit bey.

"Dün gece yüzünden. Sabah arayıp özür dilemek isteyince, ben de büyüklük ben de kalsın deyip kabul ettim. Ama, işte biraz uzattım herhalde ki, kızdı oda" gülmemek için şahadet parmağıyla burnunu kaşır gibi yapan Yusuf biliyordu ki, bu konuşmayı duyan Ahu'su şu anda sahiden de küplere biniyordu. Ne yapabilirdi ki, hem bu nahoş durumdan kurtulmak için hem de, dün gecenin intikamı bir şekilde alınmalıydı. Şimdilik su perisine bu kadarı yeterdi. Kalanı için evlendikten sonra çok yaratıcı planları hali hazırda zaten vardı.

Ahu, gizlendiği ağaçların arasında konuşulanları rahatça duyuyordu ve her kelimede ağzı açılıp, gözleri şaşkınlıktan büyüyordu. Adam, "ben halledeceğim bana bırak" derken bunu yapacağı doğrusu hiç mi, hiç aklına bile gelmemişti. Bildiğin dün gecenin intikamını almış, üstüne karşısında sarı yelloza üstünlük taslayacağım diye kıskanç sevgililere dönüp kendini bir güzel ifşa etmiş ve Yusuf'a malzeme vermişti. Ne ara bu kadar salak olmuştu, hiç bir fikri yoktu. İçinden Yusuf'a gelişi güzel bildiği yaratıcı hakaretleri sıralarken, pek tabi bunu dışına da yansıtıp, fısıldayarak ağzına geleni döktü. Şu an, gidip ona tekme tokat yapışası ile, tekrar öpmek arasında gidip gelse de, ikisini de yapacak cesareti yoktu. En azından baş başa değillerken.

OYUN BOZAN✔ Final Oldu ( İnatçı Aşıklar Serisi 1 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin