Geciken bölüm için çok çok özür diliyorum. Acayip bir yoğunluğum var. Ne siz sorun ne ben diyeyim. Valla niyetim diğer bölümü hemencecik yazıp vermek. Bölüm sonunu okuduğunuzda en az benim kadar Ahunun tepkisini merak edeceksiniz. O yüzden ben yazarken sizde tahminlerde bulunarak beni biraz motive edin anacım 😁😄:-D
Afişler için Wattpad Ruhu yöneticilerinden İdris Koç'a kocaman teşekkürler 😍😍😄
Keyifli Okumalar 😊
------------------------------------------------------
40. Bölüm "Hayaller ve Gerçekler"Vakit epey geç olmuştu. Gergin geçen yemekten sonra Yusuf eve gidip huzur kaçırmaktansa Yılmaz'la kafa dağıtmak adına sakin bir bara gitmişti. Fazla abartmadan içip geri döndüklerinde gerginliği azalsa da, Ahu'nun ondan böyle bir durumu gizlemesine kırılmıştı. Sonuçta onlar evliydi ve aralarında gizli saklı hiç bir şey olmamalıydı. Basit bir konu dahi olsa. Ki, Şahin Sezer kendisi basit bir adam olsa da konu bu değildi. Yusuf elinde olmayan sebeplerden karısını erkek sinekten dahi kıskanıyor ve huzursuz olduğu kadar huzursuz ediyordu. Sevmiyordu bu huyunu fakat değiştiremiyordu da.
Araçtan indiğinde çalışanlardan biri koşarak geldi ve arabayı park etmek için anahtarını aldı. Yusuf, aksak adımlarla hafif çakır keyif merdivenleri çıkmaya uğraşırken avluda yanan ışık gözlerini aldı. Bir süre kırpıştırarak geçirmeye uğraşsa da faydasızdı. Merdivenin basamağına oturarak başını demir trabzanlara dayadı. Sadece biraz dinlenip sonra odasına, karısının sıcak koynuna sokulacak ve ondan onu üzdüğü için af dileyecekti. Tabi Ahu'nunda ona bi' özür borcu vardı. Önce o dileyecekti sonra kendisi. Haklı olan oydu değil mi?
Omzunun sarsılmasıyla kapanan gözlerini aniden açtı. Biraz dinleneyim derken içi geçmiş olmalıydı. "Beyim uyuya kalmışsın burda." Diyen adama bakıp miskince kafasını salladı.
"Tamam tamam. Sen git. Ben birazdan geçerim." Fena uykusu gelmişti.
Adam ne yapacağının bilmez beyine de karşı gelmeye korkar halde etrafına bakındı. Beyinin sözünü dinlese belki sabaha kadar merdiven başında sızıp kalacaktı. Gecenin bur saatinde gidip kime haber verse diye kara kara düşünürken merdivenlerden gelen atak sesine başını yukarı çevirdi. Beyinin hanımı gelmişti.
Ahu, Yusuf'tan ayrılalı beri oldukça dalgın üzgündü. Akşam yemeğinde sessizliğini korurken Beste'nin her şeye rağmen eğlendirme çabalarını geri çevirdi. Her akşam yaptıkları klasik erkekleri çekiştirme ve günün dedikodusunu yapmayı dahi istemeyecek kadar keyifsizdi. Yusuf'u kırdığını biliyordu fakat oda Yusuf'un ona olan tavrından dolayı kırılmıştı. Aslında daha çok kendine kızgındı. Vicdanı kocasının haklı olduğunu söylese de, gururu sözlerinden dolayı kocasına kızgındı.
Erkenden odasına çekilmesine rağmen uyumayarak Yusuf'un gelişini bekledi. Vakit geç olmasına rağmen ne gelen vardı ne de arayan. Bir kaç kez aramasına rağmen açılmayan telefon iyice huzursuz olmasına sebep oluyordu. Beste'nin odasına gelipte ikisinin kafa dağıtma bahanesiyle her zaman gittikleri barda olduğunu söylemesiyle içi bir nebze de olsa rahat etti. Yine de kıskanç yönü aklına oyunlar oynuyor ve türlü senaryolar kurmasına vesile oluyordu. Yusuf'a güveniyordu elbet lâkin sarhoş ve kızgın bir kocaya çokta güvenemiyordu esasında. Cam kenarındaki geniş koltuğuna oturmuş kara kara düşünürken ve olası bir aldatma durumunda yapacağı işkencelerin planını kurarken Yusuf'un arabasının farları odalarının penceresine kadar ulaştı. Sevinçle yerinden kalkan Ahu tam odadan çıkacakken vazgeçip yatağına geçti. Bu saate kadar gelmeyen oydu. Haber verme zahmetine girmeyen hatta tribin şahını yapan yine oydu. Tabi ki ayağına kadar gidip onu haklı çıkarmayacaktı. Gelene kadar sessizce bekleyecek ve o konuşmadan onunla tek kelime etmeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BOZAN✔ Final Oldu ( İnatçı Aşıklar Serisi 1 )
Romance15.6.2017 Romantizm #8 #ÖneÇıkanlarda İki inatçı, asi ruh; Huysuz, oyunbaz acayip yaramaz tatlı bir cadı. İşkolik, inat mı inat, kıskanç bir adam. Aynı köprüde karşı karşıya gelen iki inatçı keçi... Bir evin son tekne kazıntısı, şımarık Ahu. K...