OYUN BOZAN✔ Final Oldu ( İnatçı Aşıklar Serisi 1 )

17. BÖLÜM "İntikam Soğuk İçilen Bir İçecektir"

Merhabalar
Geçmiş Bayramınız Mübarek olsun.

'in Frezya'sı kitap oluyor. Mafyatik Timur ve Bülbülün (Hacer'in) çekişmeli, bol ağlamaklı aşkı. Yeşilçam gibi kokan bir sokak hikâyesi. Kelimelerde can buldu. E nede olsa yazan Lemariz olunca, kalemi yağ gibi kayıyor, kağıdın üstünde... Duymayan kalmasın. Facebook bu haberle çalkalanıyor. Buradan da duyurayım dedim ;-D

KEYİFLİ OKUMALAR :-)
----
17. Bölüm
"İntikam Soğuk İçilen Bir İçecektir"
---------------------------------------------
Yutkundu önce adam ve bir kaşık daha daldırdı kasesine. Ağzında ezilen ince bulgurdan minik köfte şekli verilmiş analı kızlının lezzetiyle aklı başından gitmişti sanki. Acı hatta fazlasıyla acı bir tad beklerken böylesi enfes bir lezzete şaşırmıştı. Görünüşe göre diğer herkeste aynı düşüncede olacak ki çok begenmişlerdi. Masadaki acı kırmızı toz bibere uzandı ve Ahu'nun gözlerinin içine bakarak ve dudaklarında beliren yandan bir sırıtış eşliğinde çorbasına biraz döktü. Ve ağzına götürmeden evvel karıştırarak harmanladı. Ahu başını kaldırıp adama baktığında yüzündeki muzip gülüş çok hoşuna gitmiş olmasına rağmen yüzüne yalandan meraklı bir ifade vererek kaşlarını kaldırmıştı.
Yusuf'un eline aldığı kaşığın ağır çekimde ince dudaklarına götürüşü, boğazından akan sıvıyla gözlerini hoşnut bir şekilde kapayışı, o minik köftelerin beyaz dişlerinin arasında ezilmesini hayal etti Ahu. Yutkunma ihtiyacıyla kurumuş boğazını ıslatmak için yanındaki su dolu bardağa uzandı. Kazdığı kuyuya mı düşüyordu. Toparlanmalıydı derhal. Adam yemek yemiyor, sanki sevişiyor. Ayy ne diyorum ben ya! İyice edepsizleştin Ahu.

Yusuf memnun bir tebessümle başını çevirdiğinde Yılmaz'la göz göze geldi. Yılmaz misafir geldiği evin kızını babasının gözü önünde baştan çıkartan adama sadece dudaklarını kıpırdatarak bir "Oha" çekti. Yusuf bunu anladı ve anlık bir sırıtış eşliğinde umursamadığını belli etti ve tüm ciddiyetiyle yemeğine döndü. Arada kaçamak bakışları afiyetle çorbasını içen kıza kayıyordu. Yemeğine odaklanmış olsa da, kafasını nerdeyse kaseye gömecek olan kızın az önce hali gözünün önünde dans ediyordu. Ahu'nun nasıl etkilendiğini fark etmiş olabildiğince kimseye belli etmeden ki, Yılmaz'ı iplemiyordu bile bu sözde yemek yeme, aslında bildiğin yoldan çıkarma ritüelini uzatabildiği kadar uzatmıştı. Kimse gurme sayılacak kadar yemeklerin lezzetini tadmaktan keyiflenen Yusuf'tan şüphelenmezdi. Yılmaz haricinde...

Ahu, adamı öyle bir oyuna getirmişti ki. Sanki yemeğine zehir koymuş gibi bir havaya bürünmüş ve davranışlarıyla Yusuf'u deyim yerindeyse yusuf yusuf durumuna getirmişti. Nasıl da bu küçük, yaramaz cadının oyununa gelmiş ve ona eğlence çıkarabilmişti. Hala inanamıyordu Yusuf. Küçük cadı onu faka bastırmıştı. Oyunda oyun. Yusuf bu oyunda gönüllü ebe olur, ilk ebeleyeceği kişide Su perisi olurdu. Şimdilik berabere gidiyorlardı.

Etrafa bir göz atıp çorbalarını bitirmek üzere olanları fark ederek sırasıyla daldırdığı kaşıklarıyla bir kase çorbayı bitirmişti. Tadı damağında kalarak. Utanmasa, yok Ahu'nun eline bir koz daha vermeyecek olsa bir kase daha isterdi. Ahu'nun dediği kadar vardı. Yediği en güzel analı kızlıydı. Sadece o ilk anı düşünerek, beğendiği halde sırf su perisini sinirlendirmek için ufak bir numara yapacaktı. Ama küçük, oyunbaz cadısı yüzünden bu isteği sekteye uğramıştı. Olsun dedi gece uzundu, nasılsa. Ayrıca ileride bol bol yapacaktı su perisi bu çorbayı ona. Bu da onun cezası olacaktı.
İlk baştan kurguladığı oyunu devam ettirdi ve diğer herkesin övgülerine rağmen hiç sesini çıkarmadı genç adam. Hem de küçük oyunbazı gözlerinin içine bakmasına rağmen.

Sırasıyla ana yemekten başlayarak yemek servisi devam ederken sıcak sohbetleri de devam ediyordu. Erkekler arada işle ilgili konulara geçerken, Şermin hanımın tatlı sert uyarısıyla kısa sohbetleri bölündü.